Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

İYİ Parti-HDP kavgası

Korona salgınına karşı başarıyla mücadele edilmesi, dünyanın gelişmiş veya geri kalmış 60'a yakın ülkesine tıbbi yardımda bulunması, Suriye'den Libya'ya uzanan hatta güven veren siyaset izlenmesi, "yenidünya normalinde" Türkiye'nin "yıldızının parlayacağını" gösteriyor.
Bu da bazı küresel mahfilleri rahatsız ediyor. Tam da bu yüzden Londra'daki kur operasyonu ve CHP'nin başlattığı, solun da katıldığı "darbe" tartışmaları, birbirini besleyen süreçler ve tesadüf değil.
Şimdi buna İYİ Parti-HDP tartışmaları da eklendi. Eklendi çünkü bu tartışma da korona sonrası siyasetle ilgili... İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, ilk kez bu kadar net konuştu:
"(İYİ Parti, HDP'yi) PKK, terör örgütünün yanına konumlandırıyor."
Akşener'e cevap HDP'li Sırrı Süreyya Önder'den geldi:
"Dün bize aracı gönderen, 'Şurada kiminle çalışalım? Nasıl çalışalım? Şunu nasıl yapalım?' diye fikrimizi merak eden bir siyasal parti, bugün bize koordinat biçemez. İYİ Parti'yi kastediyorum.
Nihayet 3 yıl sonra "HDP ile ittifak yok, iktidar ötekileştiriyor" denilerek saklanan siyaset mühendisliği açığa çıkmıştı. Bu yüzden herkes şu sorunun cevabını merak ediyor;
Ne oldu da, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, düne kadar kaçamak cevap verdiği HDP-PKK ilişkisini şimdi bu kadar net ve açık söyleme gereği duydu?
Bu Akşener'in HDP-PKK ilişkisini bilmediğinden değil. Onu çok iyi biliyor ve bugüne kadar da iyi sakladı. Hatta seçim sonrası tam da bu nedenle partisinden istifa edenlere rağmen bu kadar net konuşmadı. O günlerde danışmanlarından Tuğgeneral Ali Aydın istifa ediyor ve Akşener'in milleti yaraladığını söylüyordu:
"Sayın Meral Akşener'in yaptığı basın açıklamasında, 'Ellerinde şehit kanı bulunan HDP'yi Kürt siyasi hareketinin temsilcisi' olarak nitelendirmesi hem yüce Türk milletini hem de yüce Türk devletine gönülden bağlı Kürt kardeşlerimizi derinden yaralamıştır."
Bu ağır suçlamaya rağmen Akşener yine bugünkü gibi açık konuşmadı. Çünkü önünde bir yıl sonra yapılacak yerel seçim vardı ve CHP üzerinden HDP oyları alınmadan o seçimler kazanılamazdı. Bu yüzden Demirtaş'a güzellemeler sürdü, siyasi partiler açısından "şiddetle ilişki" kırmızı çizgi olmasına rağmen HDP-PKK ilişkisi üzerine gidilmedi.
Şimdi baştaki soruya tekrar dönelim, İYİ Parti neden dönüş yaptı?
Önümüzdeki süreçte, CHP'nin bile yeni küresel normali doğru okuyamadığı, agresif muhalefet yaptığı, umut veren siyaset üretemediği ABD'deki küresel mahfillerde bile konuşuluyor. Bu yüzden onlara muhalefeti çeşitlendirin önerisi yapılıyor.. Siyasi rotası olmayan "toplama parti" İP'in durumu daha da vahim. Sadece İYİ Parti değil, alternatif olarak hazırlanan Babacan veya Davutoğlu'nun partileri de istenilen performansı gösteremedi.
Oysa aynı dönemde algı operasyonlarına, ekonomik kuşatmalara rağmen AK Parti ve MHP hattı gücünü koruduğu gibi toplumsal desteğini de artırdı.
İşte bu gerçek, İYİ Parti'yi harekete geçirdi. İP, HDP-PKK çizgisiyle arasına mesafe koyarak toplumsal desteğin AK Parti-MHP hattına kaymasını engellemek istiyor. "Memleket Masası" önerisi de bu çıkışın bir parçası.
Tabi İYİ Parti'nin bunu tek başına başaramayacağı bilindiği için de AK Parti-MHP hattına karşı aralarında Babacan-Davutoğlu ve SP'nin de olacağı "Ilımlı, milliyetçi - muhafazakar bir ittifak" oluşturulacak. Bir anlamda "üçüncü ittifak"ın altyapısı oluşturuluyor.
Yani gerçekte, HDP-PKK ilişkisi dert edilmiş değil, dert edilen "milli ve yerli" hassasiyetin AK Parti'de buluşması.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA