Türkiye'nin en iyi haber sitesi
MAHMUT ÖVÜR

Kılıçdaroğlu CHP’yi neden bırakmıyor?

Sesli dinlemek için tıklayınız.

Seçimin üzerinden bir ayı aşkın süre geçmesine rağmen henüz ortaya CHP ve öncülük ettiği Altılı Masa siyasetine ilişkin gerçekçi bir analiz yapılmış değil. Bir iki siyasetçi dışında kimse kendisini merkeze koyarak bir özeleştiri de yapmadı, herkes Kemal Kılıçdaroğlu'nu suçladı.
Tamam, sürecin siyaset mühendisi Kılıçdaroğlu'ydu ama yalnız değildi.
Ona övgü düzenler, "Her şey çok güzel olacak" diyenler, "Demokrat dede" diye sevgi gösterisi sunanlar, linç kampanyası düzenleyenler, Amerikancı dış politika karşısında susanlar neredeler? Hiç sesleri çıkmıyor.
O gün Kılıçdaroğlu'nun yerinde kim olsa bu övgü karşısında "aday olur" ve "kazanacağım" havasına girerdi. Bu havayı oluşturanların, amiyane deyimle gaz verenlerin yenilgide hiç mi payı yok?
Şimdi gelin, o isimlerden "sosyalist" Birgün Gazetesi yazarı reklamcı Ateş İlyas Başsoy'un seçim öncesi inanılmaz övgülerine bakalım. Başsoy, seçim konusunda tecrübeli bir isim. "AKP neden kazanır? CHP neden kaybeder?" diye kitap yazan, hatta son seçime birkaç ay kala Kılıçdaroğlu'nun siyaset dilini eleştiren, muhalefeti topyekûn "ergen" olarak niteleyen biri. Ancak 8 Mayıs 2023'teki "14 Mayıs'ta mucize gerçekleşecek mi?" başlıklı son yazısında inanılmaz şeyler söylüyor. Sonra bir daha yazmadı ve sustu.
Yazısına şöyle bir tespitle başlıyor:
"14 Mayıs cumhurbaşkanlığı seçimini Kemal Kılıçdaroğlu'nun kazanması değil, Tayyip Erdoğan'ın kazanması mucize olur. Veri duruma göre Kılıçdaroğlu bu seçimi açık ara farkla kazanacak."
Peki neden böyle düşünmüş?
Uzun uzun seçim analizleri yaptıktan sonra Kılıçdaroğlu'nun neden kazanması gerektiğini 10 maddede sıralamış. Ben özetini vereyim:
Bu seçimde 5 milyondan fazla seçmen ilk kez oy kullanacak. İbre Kılıçdaroğlu lehine.
Geçmişteki hiçbir seçimle kıyaslanmayacak bir örgüt gücü var.
Belediyelerin dört yıllık sosyal belediyecilik performansları. Dört yıl önce Millet İttifakı'na yüzde 20 oy gelen yerlerde yüze 70'lere çıkanlar var. Yeni belediye başkanlarının tamamının beğeni skorları 65'in üzerinde.
İstanbul seçimlerinde kentte yaşayan Kürt seçmen ile ülkücü seçmenin birbirlerinin kararlarından haberdar olarak bilinçli biçimde İmamoğlu'nu desteklediklerini gördük. Bunun siyasal nedeni İmamoğlu, Akşener ve Demirtaş'ın kardeşlik ve saygı diline sahip çıkmasıysa, sosyolojik nedeni ikinci, üçüncü nesil göçmen ailelerin kentle entegrasyonlarını tamamladıkça yeni nesillerde eski nefretlerin yerini anlayış ve dostluğa bırakması. (Siyasilerin tek nedeni Erdoğan düşmanlığı olmasın!)
Kılıçdaroğlu ne İhsanoğlu gibi seçmenin tanımadığı bir kişi, ne de İnce gibi müzmin bir birinci tekil şahıs âşığı. Böyle birleştirici bir isim, uzun zamandır görülmedi. Hem saygılı, hem bilinçli. Son on yılın en büyük, hatta tek oyun kurucusu.
Kılıçdaroğlu'nun mükemmel bir kampanyası var. Bay Kemal'den "Ben Kemal Geliyorum"a, "Sana Söz"den "Haydi"ye kadar, mutfaktan alanlara, her aşaması, her tonlaması, her açısı usta işi. Kibrin değil ekip çalışmasının egemen olması bu kampanyayı eşsiz kılıyor. (Vay vay vay...)
Aydını, uzmanı böyle siyasi ve sosyolojik gerçeklikle örtüşmeyen analiz yaparsa Kılıçdaroğlu da doğal olarak havaya girer. Gördüğünüz gibi kimse bu övgüleri hatırlamıyor.
Ama asıl soru şu: Bu çevre, bugün bile büyük yenilgi yaşayan Kılıçdaroğlu'nun neden CHP'nin başında kalmak için direndiğini sorgulamıyor.
Sahi Kılıçdaroğlu neden CHP'yi bırakmıyor? Sadece koltuk sevdasından mı?
Bu sorunun cevabını aramayanlar yarının seçimlerini de kazanamaz.

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA