Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SOLİ ÖZEL

Kavşak

Gelecek yıl, Türkiye yorgun ve pırıltısı hayli azalmış bir hükümeti, aslında miadını doldurmuş bir meclisi ve gergin bir siyasi ortamı taşımak zorunda kalacak. Üstelik bu olumsuzluğu, çevresindeki gelişmelerin kontrolünün giderek güçleştiği, sarsıcı ve istikrarını da tehdit edebilecek bir dönemde yaşayacak. Geçen yıl, özellikle de Şemdinli fiyaskosundan sonra ve seçim yasasında esaslı değişiklikler ardından yapılacak bir erken seçim ülke açısından herhalde hayırlı olurdu. Kim bilir belki iktidar partisi açısından bile uzun vadeli çıkarlarına daha uygun sayılabilirdi.
Bugünkü erken seçim tartışması hem geç yapılıyor hem de içi kof . Cumhurbaşkanlığı seçimi dışında bir gerekçesi yok. Tartışma, Türkiye'deki seçim sistemini de sorgulayan daha bütüncül bir zemine oturmuyor. İktidar ve muhalefet partilerinin seçimde adaleti yok eden yüzde onluk barajdan vazgeçmemeleri demokrasi ve temsil konularındaki inançsızlıklarını sergiliyor.

Seçim sistemi adaletsiz
Gene Meclis'teki partiler Güneydoğu'dan aday olabilecek bağımsız Kürt adayların seçilmelerini güçleştirmek üzere düzenlemeye gitmekten de kendilerini alamadı. Üstelik de bu düzenlemeyi seçilme yaşının indirilmesini sağlayan değişikliğin arkasına gizlediler. Siyasi aktörlerin hâlâ zorlu konuların taraflarını meclis çatısı altına toplamaktansa dışarıda bırakmayı tercih etmesi demokratik sistemin prangalarından biridir.
Son seçimlerde seçmen tercihleri kabul edilemeyecek oranlarda meclis dışında kalmıştı. Benzer bir durumun gelecek seçimde de yaşanması ihtimali yüksek. Seçmenin iradesini bu ölçüde dışlayan bir seçim sisteminin, normalleşmeye başlamış bir demokraside sıkıntı yaratmaması ise zor.
Her şeye rağmen, bu meclisin cumhurbaşkanını seçmesi. Türk demokrasisi açısından olumlu bir sınava da dönüşebilir. İktidar partisinin kriz yönetme konusundaki sicilinin pek parlak olmadığı malum. Gene de toplumdan yükselen seslere, kendisine sıcak bakan ama cemaatten olmayan çevrelerin uyarılarına kulak kabartırsa krizi salimen aşabilir.

Gerginlik yaratılmamalı
Cumhurbaşkanlığı seçimini yüzüne gözüne bulaştırmaz, inat meselesi haline getirmez ve gerginliğe yol açmayacak bir sonuca bağlamayı becerebilirse de kendisine ve ülkeye hizmet etmiş olur.
Cumhurbaşkanlığı seçiminin yarattığı gerginliğin uzun sürmesi Türkiye'nin yararına değildir. Bu nedenle Başbakan Erdoğan'ın nisan ayına kadar ketum kalacağını söylemesi, bu suskunluk Meclis Başkanı'nın önünü kesmek amacıyla dahi olsa, yanlıştır. İktidar partisinin kendi iç dengelerini gözetmek siyaseten elbette önemlidir. Ancak Türkiye'nin genel çıkarlarına zarar verecek bir muğlaklığın ve buna bağlı gerilimin sürdürülmesinin yaratacağı sakıncalardan daha önemli olamaz.
Bir bakıma Başbakan ve kurmayları, partilerinin kısa vadeli öncelikleriyle ülkenin ve kendilerinin uzun vadeli çıkarları arasında tercih yapmak durumunda. 2002 seçimleri yeni, genç ve farklı iddialarla ortaya çıkmış bir partiye Türk siyasetinde yeniden mevzilenmenin adresi olma fırsatı tanımıştı. Kadrolaşmadaki rahatsızlık verici cemaatçilik dışında iktidar partisi bu fırsatı kullanabildiği izlenimini de içeride ve dışarıda verebilmişti.
Cumhurbaşkanlığı seçiminde bu birikimi harcamak akıl kârı değildir. Okurların Noel'ini kutlarım .

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA