Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÖZÜN ÖZÜ ÖZLEM DOĞANER

Ekonomide iletişimin gücü

Türkiye yaz sıcağıyla mücadele ederken ekonomi yönetiminin de sıcak gündemi hiç ara vermiyor. Malumunuz bugün temmuz ayı enflasyonu açıklanacak. Çalışanı enflasyondan korumak için yapılan ücret artışları, depremin yaralarını sarmak için yapılan vergi artışları, ihracatçının rekabet ortamını dengeleyen kurdaki hareketliliğin etkileri derken enflasyon temmuz ayında bir miktar yüksek gelecek.
Ekonomi yönetiminin enflasyonla mücadele adımları ile yeni dönem OVP ve bütçe hazırlıkları ise güçlü bir şekilde sürüyor. Atılan adımlar kadar iletişimin gücünün de etkilerini bu dönemde göreceğiz. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Orta Vadeli Programı ve 12. Kalkınma programının hazırlıklarını konuşma fırsatı bulduk. Zira Eylül'de her ikisi de açıklanacak. Yılmaz, "OVP'de yeni hedefler koyacağız. Orta vadeli programdan en büyük beklentimiz belirsizlikleri azaltması, yatırımcılar ve diğer aktörleri oyuna sokmasıdır. Yapısal reformları ortaya koyacağız. Yapısal reform yapmış bir ülke olarak güveni artırmış olacağız. Dolasıyla bu beklenti kararıyla etki hemen gerçekleşmiş olacak. OVP ile makro ekonomik hedeflerimizi güncelleyeceğiz" dedi. Yılmaz, hazırlıklar sırasında yoğun bir iletişim içinde olacaklarını vurguladı. Zira öyle de oluyor.
Hemen hemen her gün ekonomi yönetiminin, iş dünyasından akademisyenlere her kesimle görüşme haberlerini alıyoruz. Herkesin sorunlarını, isteklerini aktarıp ekonomi yönetiminin yaklaşımını öğrenebileceği bu toplantılar, alınan kararlar kadar önemli.
İletişim konusunda en önemli kapılardan birini ise şüphesiz Merkez Bankası Başkanı Gaye Erkan "Enflasyon Raporu" toplantısıyla açtı. Piyasa baskılarını elinin kenarıyla iten Erkan, kararlı duruşuyla sadece yerli değil yabancı finans çevreleri üzerinde de önemli bir kredibilite sağlamış görünüyor. Kendisiyle toplantılara katılan iş dünyası ve bankacılarla konuşuyorum. Onların üzerinde de ciddi bir etki bıraktığını söyleyebilirim.
Enflasyonla mücadelede sözlü yönlendirmelerin faiz kararlarından bile etkili olduğu bir dönemin başladığına inanıyorum. Bu dönemde sabırlı davranmak gerek. Görülüyor ki gerek Yılmaz ve Şimşek gerekse de MB yönetiminin adımları ve açıklamaları, art arda gelen yabancı yatırım haberleri, CDS'lerdeki düşüş derken kalıplaşmış kararları da kıracak gibi duruyor. Kredi derecelendirme kuruluşlarından yakında not artışlarını görürsek şaşırmayalım. Özellikle 2008 krizinden sonra kendi kredibiliteleri çokça tartışılır hale geldi ve bize karşı da nasıl bir tutum içinde olduklarını biliyoruz. Ama ABD'nin notunu kırma cesaretini gösterebildikleri şu günlerde Türkiye'nin notunu yükseltirlerse kendileri açısından da bir dönüm noktası olur.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA