Allah aşkına üşenmeyin dört filtre daha koyun. O da yetmez on dört, yirmi dört... Bizi bol bol kategorize edin. N'olur ya n'olur!
Bakalım limitiniz neresi.
Hapşırıklarımızı bile günde iki ile sınırlayın.
Diyelim sevgilimizi ayın tek günlerinde görelim. Çift günlerde ailemizle olalım.
Senede iki kere müzikli eğlenceye gitme hakkımız olsun. Üçleyen damgalansın, cezaya vurulsun.
Aaa şimdi aklıma geldi, tabii ya; dekolteye de filtre sistemi getirilsin. Mesela; hem bacak hem göğüs dekoltesi yasaklansın.
Gündüzleri diz üstünden yukarı etekle çıkılmasın, çıkılırsa Ahlak Masası bize elektriği bassın.
Sonracığıma Beyoğlu'nda salınmalar sınırlandırılsın. Kadınlar kocaları olmadan çıkamasın. Sus! Kırarım bacaklarını.
Öyle her ağzımıza geleni de söylemeyelim. Bize biraz disiplin, biraz terbiye lazım canım.
Halka açık alanlarda belli kelimeleri kullanmak yasaklansın.
Köşe yazarlarının aklı başına gelsin, öyle her halta burunlarını sokmasın.
Hem okumak da ne ki; bize okumamız buyrulan kitaplar dışında bütün kitaplar yasaklansın.
Bekârlar toplanıp kamplara kapatılsın. Toplumun düzenini bozarlar vallahi. Gözleri fıldır fıldır bu bekâr milletinin.
Ayrıca kadın kısmı da elinin hamuruyla iş dünyasında barınmasın. Onlara da sınır getirilsin. Kadın dediğin diyelim pastane, butik, santral, okul, tekstil dışında hiçbir işe kabul edilmesin. Aaaaa kadın evini barkını bilsin!
Arkadaşlar hazır mısınız? 22 Ağustos'ta en büyük özgürlüğümüz, dünyayı takip etmekteki, kendimizi geliştirmekteki en önemli alanımız internetimiz elimizden alınıyor.
Dört filtreden birini seçmeyen ve kurallara uymayan cezayı alıyor. Hani Çin, Küba ve İran'daki sistemler gibi...
Şimdi size karar vermek düşüyor; aile mi, çocuk mu, yurtiçi mi, standart mı? Hangi paketsiniz?
22 Ağustos'tan tezi yok hangi paketi seçersen seç sana kapak oluyor.
Sesini çıkartmak isteyen?