Evim küçük, piyanomun durduğu yere evde daha rahat şarkı yazmak için mini bir stüdyo kurdum. Bilgisayar, klavye, hoparlörler, ses kartları, mikrofon vesaire. En sevdiğim köşe orası.
Piyanom bekliyor depoda.
Niye beklesin ki. Belki onu çalmak isteyecek, onu sevecek, onunla müziğini bulacak biri vardır.
Mesela bir müzik öğrencisidir ve piyano almaya parası yoktur.
Hem ben mutlu olurum, hem piyanom, hem de o kişi. Bir taşla üç civciv.
Hiç durmadım piyanomu hediye etmek için birini aradığımı yazdım Twitter'a. Tahmin etmedim ilgi patlaması olacağını, mesajların ardı arkası kesilmedi bütün gece.
Öğrenciler, çocuğuna piyano alamayan anneler-babalar, hevesliler, koca adamlar, genç kızlar, okullar... O kadar çok istek oldu ki inanamadım.
Ne çok piyano isteyen varmış. Ne çok sevilirmiş, özlenirmiş meğer piyano.
Elimde olsa herkeslere dağıtsam.
İşin içinden çıkamıyorum tabii, kime versem birini diğerinden ayıramıyorum.
Sanırım sonunda bir okula bağışlayacağım.
Bilginiz olsun, ille de tencere tava değil insanların derdi, ille de cep telefonu, kılık kıyafet değil. Siz bi sorun bakın ne güzellikler kalmış içlerinde.
Gelen mesajlara öyle duygulandım ki söylemek istedim işte.