Evimin salonunda masa başındayım. Her zamanki yerimde ben yazıyorum, onlar beni bekliyor.
Hatta kuaförüm Uğur tepemde, zorla saçımı kurutuyor.
Mini ayaklarıma atlıyor. Burak ve Yasemin yüksek sesle gazete haberlerini birbirlerine okuyor.
Makyözüm Yalçın ve stilistim Nilhan bana bakıp bakıp ne giyeceğimi, nasıl makyaj yaptırmam gerektiğini tartışıyor. Yönetmenim Gülşen Aybaba sürekli telefonla arıyor.
Ellerimle hazırladığım mis gibi filtre kahvem soğudu. Zaman daraldı.
Dışarıda araç bekliyor.
Set fotoğrafçımız Selin işe başlasın mı başlamasın mı karar veremiyor. Beni ilk kez görmenin tedirginliğini yaşıyor. Yani öcü olduğumdan değil, yerini yadırgadı herhalde.
Sevtap Mini'nin dikkatini çekmeye çalışıyor. Dışarıda güneş var. Bizim için çok önemli bir gün. İki haftadır beklediğimiz güneşe kavuştuk ve yeni şarkım 'Su Gibi Gel'e klip çekmeye gidiyoruz.
Tabii büyük ihtimalle bu sizi ilgilendirmiyor.
Aslında demek istediğim; insan bekleyince kavuşması güzel oluyor. Zor elde edilen nedense kıymetli oluyor.
Arkadaşlarla çalışmak dünyanın en eğlenceli hissi oluyor. Üretmek, yaratmak, kendinden bir şeyler ortaya koymak yaşamını değerli kılıyor.
Ben işimi seviyorum, ya siz? Hadi siz de sevin. Sevdiğinizin peşinden gidin.