Türkiye'nin en iyi haber sitesi
FUNDA KARAYEL

Bu yazın trend deneyimi buz dolu varilde durmak

Son dönemde insanlar, buzlu suların içine girip sınırlarını zorluyor. Buz Adam olarak bilinen Wim Hof’un yıllar içinde geliştirdiği Wim Hof Metodu, nefes alıp vücudu ekstrem sıcaklık ve soğuklara maruz bırakarak fizyolojik tepkileri değiştirebileceğini iddia ediyor. Trend olan buz dolu varilde durmanın altında, insanın potansiyel sağlık faydalarını keşfetme arzusu var

İnsanlık, her zaman fiziksel ve zihinsel sınırlarını zorlamanın bir yolunu aramıştır. Bu arayış, bazen sıra dışı ve ilginç yollarla kendini gösterebilir tıpkı son dönemde, adını sıkça duyduğumuz ve birçok insanın merakla takip ettiği trend, buz dolu varillerde durma deneyimi gibi. Peki, neden insanlar buzlu suların içine girip sınırlarını zorluyorlar?
Bu sıra dışı deneyimin ardındaki motivasyonlar ve sağlık iddiaları neler? Bir adım geri çekilip, "buzlu sular" ve "sınırların zorlanması" kavramlarını ele aldığımızda, akıllara hemen Wim Hof adını getiriyor. Wim Hof, "Buz Adam" olarak da anılan bir isim ve yıllar içinde geliştirdiği "Wim Hof Metodu" ile dikkatleri üzerine çekti. Bu metot, nefes alımı ve meditasyonu içeren bir kombinasyonla vücudu ekstrem sıcaklık ve soğuklara maruz bırakarak fizyolojik tepkileri değiştirebileceğini iddia eder.
Wim Hof, Guinness Rekorlar Kitabı'na tam 26 kez adını yazdırmayı başaran bir isim ve bu başarılarıyla vücudunun ve zihninin sınırlarını aşmanın mümkün olduğunu göstermeye çalışıyor. Bu sıra dışı soğuk deneyimin bir anda popüler olmasının arkasında yatan nedenlerden başlıcası tabii ki sosyal medya. Paylaşımları ele aldığımızda buz dolu varilde durmanın trend olmasının ardında hem insanların sınırlarını zorlama ve deneyim arayışı, hem de potansiyel sağlık faydalarını keşfetme isteği yatıyor.
Kimine göre zihnimizdeki korkulara meydan okuma kimine göre ise bir bağışıklık sistemi, stressiz hayat inşaası. Bazı savunucular, Wim Hof Metodu'nun bağışıklık sistemi güçlendirmek, stresi azaltmak, enerji seviyelerini artırmak ve genel sağlığı iyileştirmek gibi faydalar sağlayabileceğini öne sürüyor. Bu iddiaların bilimsel olarak desteklenip desteklenmediği ise halen tartışma konusu. Gelin hep birlikte sosyal medya buzlu varil paylaşımlarıyla dolarken biz hem faydalarını hem de dezavantajlarını ele alalım.




FAYDALARI NELER?
Wim Hof Metodu, insan sağlığını desteklemek ve vücut direncini artırmak için geliştirilen bir dizi teknikten oluşur. Metodun önemli bileşeni, soğuk suya maruz kalma pratiğidir. Hof, düzenli olarak soğuk su banyoları yaparak vücudunun soğuğa adaptasyonunu artırdığını iddia eder. Metodun temel ilkelerinden biri de zihinsel kontrolün geliştirilmesidir. Meditasyon ve odaklanma teknikleri, stresle başa çıkmayı ve duygusal dengeyi artırmayı amaçlar. Çeşitli araştırmalar, bu metodun bağışıklık sistemi üzerinde olumlu etkileri olduğunu, inflamasyonu azaltabileceğini ve stres tepkisini düzenleyebileceğini göstermiştir. Ancak, metodun güvenliği konusunda bazı iddialar hala daha fazla araştırmayı gerektiriyor.




DEZAVANTAJLARI DA VAR
Wim Hof Metodu'nun da dikkatli bir şekilde yaklaşılması gereken yönleri bulunuyor. Uzun süreli buz banyolarının veya aşırı sıcaklık maratonlarının potansiyel riskleri ve zararları olabilir. Her bireyin vücut yapısı ve sağlık geçmişi farklı olduğundan, bu tür yöntemlere başlamadan önce uzman bir sağlık profesyoneli ile görüşmek önemlidir. Her trend herkese uymayabilir, konu sağlık ise hele ki iki kez düşünülmeli.
Wim Hof metod eğitmenleriyle yapılan bu sıra dışı çalışma için bazı uzmanlar buz dolu varilde kalmanın kalp hızını artıracağından ve kan basıncını etkileyebileceğinden bahsediyor. Kalp problemleri olan bireylerde ani suya girmenin kalp krizi riskini artırabileceği vurgusunu yapıyor. Yani kalbinde bir sağlık sorunu olduğunu bilmeyen kişi, buz dolu varile girdiği noktada ortaya korkunç tablolar çıkabilir.



WİM HOF DENEYİMİ HERKES İÇİN DOĞRU DEĞİL
Bu deneyimi Wim Hof'un kendisiyle beraber yaşayan gazeteci Jonathan Carson *Herkesin sinir sistemi için doğru değil" diyor. WHM'yi yaptığınızda, hızlı nefes alma vücudun doğal stres tepkisini simüle eder ve sempatik (savaş, kaç, donakal) sinir sisteminizi harekete geçirir. Bir avcıdan kaçıyor olsaydınız veya büyük bir korkuya kapılırsanız nasıl nefes alacağınızı bir düşünün. WHM nefesine benzer olurdu, değil mi? Nefes çalışması yoluyla bir stres tepkisi üretmenin özünde yanlış olan hiçbir şey yoktur. Doğru yapıldığında WHM'nin güçlü yönlerinden biri, strese karşı dayanıklılık oluşturmasıdır. Eğer çok stresli bir durumdaysanız ya da strese ve/ veya kaygıya yatkınsanız, WHM'nin yarardan çok zarar vermesi olasıdır. Sinir sisteminiz, WHM nefes çalışmasını uyguladıktan sonra aşağı regülasyon yapacak şekilde donatıldıysa, kademeli olarak dengeli bir duruma dönmelisiniz. Bununla birlikte; eğer sinir sisteminiz aşağı regülasyonu yapamıyorsa, sempatik uyarılma - artan kaygı, stres ve korku durumu içinde sıkışıp kalabilirsiniz. Bugün çoğumuzun olduğu gibi zaten çok stresli veya endişeliyseniz, sinir sisteminizin ani bir istemli sempatik uyarılma (WHM) hücumuna iyi yanıt vermeyeceğini hayal edebilirsiniz. Özetle aşırı stres, kaygı, depresyon temel çizgisinden başlıyorsanız veya travma yaşadıysanız, buzlu varil daha da kaygıyla dolmanızı, modunuzun düşmesini sağlayabilir.




WİM HOF METODU NASIL UYGULANIR?
Wim Hof Metodu yedi temel adımdan oluşuyor.
Öyle videolardan gözüktüğü kadar kolay değil. Nefes alma, tutma verme işlemi bir yandan soğuk bir yandan, şokla beraber tam doğru ilerlemeyebilir.
1. Adım: Rahat oturma: Rahat bir pozisyonda oturun ve mümkünse gözlerinizi kapatın.
2. Adım: Isınma: Derin ve hızlı bir nefes alın.
Aldığınız bu nefesi tutabildiğiniz kadar içinizde tutun ve sonrasında havanın tamamını boşaltarak birkaç saniye bekleyin. Bu adımı 15 tur tekrarlayın.
3. Adım: Güç nefesi: Bence en zor kısmı ikinci adımdaki 15 turu tamamladıktan hemen sonra tıpkı balon şişiriyormuş gibi burnunuzdan diyaframınızı dolduracak şekilde, derin bir diyafram nefesi almak. Bu bölüm birçok kişiyi zorlamış. Aldığınız nefesin karnınızı tamamen şişirdiğinden emin oluyorsunuz.
Sonrasında aldığınız havayı ağzınızdan kısa ve güçlü bir nefes olarak boşaltıyorsunuz.
Nefesinizi verirken karnınızın tamamen içine çekildiğinden emin olun. Bu adımı yaklaşık olarak 30 tur tekrarladığınızda, vücudunuzun oksijenle dolduğunu hissedeceksiniz. Bu tekniği ilk kez uygulayacaklar aşırı oksijen alımı nedeniyle karıncalanma, denge kaybı, baş dönmesi gibi semptomlar ortaya çıkabilirmiş, çok da korkmayın diyorlar.
4. Adım: Nefes tutma: Bir sonraki adımda alabildiğinizce derin bir nefesle akciğerlerinizi doldurduktan sonra aldığınız havanın tamamını boşaltın. Tekrar nefes almadan bu şekilde durabildiğiniz kadar bekleyin.
5. Adım: 10 saniye nefesi: Burnunuzdan tekrar derin bir nefes alın ve aldığınız nefesi yaklaşık olarak 10-15 saniye kadar akciğerlerinizde bekletin.
6. Adım: 3., 4. ve 5. adımları ardı ardına, 3 set olacak şekilde tekrar edin.
7. Adım: Rahatlama: Tüm bu adımları izledikten sonra toplamda 4 seti tamamlamış olacaksınız.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA