Türkiye'nin en iyi haber sitesi
FUNDA KARAYEL

New York’ta gururlu bir gece

Göz kamaştıran ışıklarıyla New York, bu kez Türk sanatının zengin mirasına odaklandı. Metropolitan Müzesi’nde Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılını onurlandırmak adına Türkiye Yüzüncü Yıl Galası düzenlendi. Burhan Doğançay, Elif Uras ve Gülay Semercioğlu’nun eserlerinin renk kattığı bu gurur verici gecenin geliri, Türk sanatı projelerine aktarılacak

New York'ta çok gurur verici başka bir gece yaşandı. Cumhuriyet'in 100. yılını kutlamak için Metropolitan Sanat Müzesi'nin (MET) kapıları aralandı. İçeri adım atanlar tarihle, kültürle ve sanatla yoğrulmuş bir coşkuya daldılar. Metropolitan Sanat Müzesi, dünya genelindeki en önde gelen sanat müzelerinden biridir. Bu devasa yapı, yıllar boyunca birçok kültürü kucaklayan, dönemleri aşan bir koleksiyonu bünyesinde barındırdı. Ancak bu kez, göz kamaştıran bir yıl dönümüne ev sahipliği yapma şerefine nail oldu. 100 yıl önce cumhuriyetin ilan edildiği topraklardan uzakta, MET'in duvarları Türk sanatının zenginlikleriyle bezendi.




Gala, adeta bir sanat şölenine dönüştü. Ziyaretçiler, Türk sanatının gizemli dünyasına bir yolculuk yaparken, Cumhuriyetin ilk yıllarından günümüze uzanan bir mirası keşfettiler. Klasik Osmanlı minyatürleri, çağdaş Türk ressamlarının eserleri, el işçiliğiyle bezenmiş eşsiz halılar ve daha birçok sanat harikası, MET'in duvarlarında izleyicilerle buluştu. Gala, sadece bir kutlama değil, aynı zamanda bir misyonun taşıyıcısıydı. Gala geliri Metropolitan Sanat Müzesi'nin İslam Sanatları Bölümü'ndeki satın almaları desteklemek, Türk sanatına yapılacak yatırımları sağlamak üzere ayrıldı.



Sergiler, konferanslar, araştırmalar ve daha birçok etkinlik, Türk sanatının küresel sahnede parlamasına destek olacak. Gala, sadece bir kutlama değil, aynı zamanda bir kültür köprüsüydü. Gecenin mimarı Zeynep Oğuz Bilimer, bu geceyle beraber gelecek nesillere, cumhuriyetin köklerini, sanatın dilinde anlatma arzusunu taşıyan bir miras bırakmak için güzel bir adım attı. Bilimer, 2019 yılında kurdukları Yüzüncü Yıl Türkiye Fonu ile Metropolitan Sanat Müzesi'nde daha fazla Türk eseri sergilemeyi hedeflediklerini açıkladı. Metropolitan Sanat Müzesi, bu unutulmaz geceyle, dünyanın dört bir yanındaki insanlara Türk sanatının büyüsünü tanıtmış oldu. Cumhuriyetin 100. yılı, sadece bir tarih değil, aynı zamanda sanatın ve kültürün özgün bir şekilde kutlandığı bir anı olarak MET'in duvarlarında sonsuza kadar yaşayacak.




Müzede desteklenen İslam Sanatları Bölümü ilgi çekiyor

İslam Sanatı, MET'in İslam sanatı koleksiyonunun tarihi, yedinci yüzyıldan, 21. yüzyıla kadar uzanıyor. 15 binden fazla nesne, batıda İspanya ve Fas'a, Doğuda ise Orta Asya ve Endonezya'ya kadar uzanan eserlerle, İslam'ın kültürel geleneklerinin büyük çeşitliliğini ve çeşitliliğini yansıtıyor. Hem kutsal hem de dünyevi objelerden oluşan koleksiyon, kaligrafi gibi sanatsal uygulamaların karşılıklı etkisini ve her iki alanda da bitkisel süsleme (arabesk) ve geometrik desenleme gibi motiflerin alışverişini ortaya koyuyor.

Elif Uras'ın eserleri geceye damga vurdu
Ressam ve seramik sanatçısı Elif Uras'ın memleketi Türkiye'den derin ilham alarak ürettiği eserleri gecede en çok beğenilen işler arasındaydı. Aynı zamanda Türkiye'nin yüzüncü yılını kutlamak amacıyla The MET'in İslam sanatı koleksiyonundaki İznik hazinelerinden bir seçkiden esinlenerek bir dizi yeni sanat eseri yarattı. Sanatçı, ünlü İznik fırınlarında üretilen 16. yüzyıl çömleklerindeki büyüleyici desenlere atıfta bulunarak Osmanlı geçmişini araştırıyor. Bir zamanlar yalnızca erkeklerin gerçekleştirdiği yaratıcı görevlerin artık kadınlar tarafından başarıyla yerine getirilmesiyle ülkenin bugününü kutluyor. Enstalasyonla birlikte ve modern Türkiye Cumhuriyeti'nin 100. yılını kutlamak için MET mağazasıyla işbirliği yapan sanatçı, MET koleksiyonundaki tarihi ikonik eserlerden ilham alıyor.




Burhan Doğançay'ın kurdeleleri
Cumhuriyet'in 100. yılı kutlamaları çerçevesinde gerçekleşen New York Metropolitan Sanat Müzesi Yüzüncü Yılı Galası'nda sergilenen Burhan Doğançay'ın Kurdeleler serisinden bir eser, izleyenleri büyüleyici bir sanat yolculuğuna çıkardı. 1960'lı yıllarda New York'un grafiti ve poster dolu duvarlarından ilham alan Türk sanatçı, yarım asırlık kariyeri boyunca sokak sanatının derinliklerine indi. Doğançay'ın 1972 ile 1989 yılları arasında yarattığı Kurdeleler serisi, izleyicilere kurdeleleri veya yırtık kağıtları anımsatan formların bir duvar düzlemini delip mekanın içine doğru yansıdığı görsel yanılsama kolajları sunuyor. 1982 tarihli Ribbon Mania eserinde ise, boyalı formların ışık ve gölge oyunu, soluk gri zemin üzerinde oluşturduğu gölgelerle birleşerek üç boyutlu bir derinlik etkisi yaratıyor. Tuval üzerindeki işaretler, sadece duvardan sökülen posterleri çağrıştırmakla kalmayıp Doğançay'ın eserlerinde İslam Hat Sanatını da çağrıştırıyor.




Gülay Semercioğlu, ışık ve gölgeyle dans ediyor
Galada ve sergi afişinde yer alan Gülay Semercioğlu'nun eseri, sanatın sınırlarını zorlayan, göz kamaştırıcı bir başyapıt olarak izleyiciye sunuldu. Sharp Things adlı eser, dikdörtgen formuyla siyah ahşap bir zemine delinmiş demir alaşımlı vidaların etrafına yoğun bir şekilde sarılmış renkli anodize metal tellerden oluşuyor. Pembe soyut kompozisyon içinde, iki siyah kavisli girinti birbirini yansıtarak izleyiciyi etkileyici bir deneyime davet ediyor. Kavramsal bir yaratım olmasına rağmen, eser tasarımı ve başlığıyla bir çift keskin nesne, örneğin bir kılıcın ucu, imajını çağrıştırarak soyut sanatın sınırlarını zorluyor. Semercioğlu'nun eseri, Türkiye'de kullanılan metal tellerle izleyicinin bakış açısına bağlı olarak değişen ışık ve renk etkileşimleri yaratıyor. Bu sayede, pembe zemini kesen renkli soyut bir çift siyah "keskin şey" olmanın ötesinde, aynı zamanda pürüzsüzlük ve akıcılık da ekliyor. Işığın ve gölgenin tüm yüzey üzerinde titreşen yansımaları, akan suyun zarif hareketini anımsatıyor. Sanatçı, "Tüm mücadelem ışıkla ve onu nasıl kontrol edebileceğimle ilgili; ressamların sanat tarihte karşılaştığı sorunla aynı" diyor ve tel ile resim yapma deneyimini paylaşıyor.

Türk sanatı müze koleksiyonu için önemli
Metropolitan Müzesi'nin CEO'su Max Hollein, Türk sanatının müze koleksiyonlarındaki önemine dikkat çekti: "Bu muhteşem binada, 16. yüzyıldan kalma güzel hazırlanmış Osmanlı miğferlerinden, kağıt üzerindeki çağdaş eserlere kadar her şeyi bulabilirsiniz. Türkiye markasının yüzüncü yılı olarak bu inanılmaz kültürün sanatsal katkılarını kutluyoruz. Türkiye Yüzüncü Yıl Fonu'na verdiğiniz destek hepimizi derinden etkiledi. Bu kaynaklar, müzenin Türk ve Osmanlı sanatlarını küresel izleyicilerimiz için toplamak, inceleme ve sergileme çabamızı sürdürmesine olanak tanıyacaktır. Türkiye yıllık gala liderlik komitesine, gala komitesine ve tüm destekçilerimize kişisel teşekkürlerimi sunarım." Hollein'in bu duygu dolu sözleri, Türk sanatının zengin mirasının dünya çapında kutlanması ve sürdürülmesi için yapılan çabalara olan derin saygısını gösterdi.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA