Türkiye'nin en iyi haber sitesi
YEŞİM TABAK

Zorunlu kahramanlık

Rejim karşıtı film çektikleri iddiasıyla yargılanan İranlı yönetmenler Cafer Penahi ile Muhammed Resulov'un aldığı 'inanılmaz ceza' hakkında yayımlanan sayısız haberden birinde, durumun ciddiyeti şöyle tespit edilmiş: "Penahi'nin filmleri, artık sinemanın olmak zorunda olmadığı bir biçimde önemli." Sinema, sanatsal sansürü büyük ölçüde aşmış ülkelerdeki yaşamları sergilemek adına da hâlâ - zorunda olmasa bile- önemli aslında. Sadece, rejim zemininin iyi-kötü sağlam olduğunu hisseden ülkeler, eleştirel vatandaşların cezasını, onları yan kulvarlarda yaşatmakla kısıtlı tutuyor. İran'da bedeller ağır; Penahi'yi, filminin yalnızca 'art-house' sinemalarda gösterilmesi, basın toplantısında ıslıklanmak veya çatık kaşlı eleştiri yazılarından hayli fazlası bekliyor: Altı sene hapis, 20 yıl film çekme, yurtdışına çıkma ve röportaj verme yasağı. İmza kampanyaları, mahkeme kararını kınayan makaleler (veya Türkiye Sinema Yazarları Derneği - SİYAD'ın Tahran Film Haftası'na temsilci göndermekten vazgeçmesi) gibi uluslararası tepkiler bir yana, Penahi'nin avukatına bakılırsa temyiz çok uzak bir ihtimal. Penahi'nin sinemacı gözü, bireysel hayatını sürdürmeye çalışırken her nasılsa rejimi karşısında bulup duran kahramanlarıyla aynı noktada durmuştu hep. Daire ve Offside gibi ödüllü filmleri, tamamen 'içeriden' bir bakışın sineması olarak öne çıktı. Daire'nin sonunda aynı hücrede buluşan yedi kadın, birer film kahramanından çok, bir türlü kendi filmini yaşamasına izin verilmeyen gerçek insanlar gibi görünüyordu. Keza Offside'da erkek kılığına girerek stadyumda bir futbol maçını izlemeye çalışan ve nihayetinde yine kafeslenen genç kızlar da öyle. Aslına bakılırsa, 90'ların sonlarından bu yana bir tür 'yeni gerçekçilik'le direnişe geçen İran sinemasının ağır sosyal sorumlulukları, yaratıcı anlamda bir kısır döngü yaratmaya, başından beri talip. Penahi'nin kaderine bakınca ise, İran'da görsel hayallerden çok belgelere ihtiyaç olduğunu bir kez daha 'şiddetle' hatırlamak şart oluyor. Penahi'ye verilen ve en çok, hapisle sınırlı kalmayıp on yıllar boyu 'suskunluk garantisi'yle dikkat çeken cezadan sonra, İranlı sinemacıların dertlerini anlatmak için her zamankinden daha da yaratıcı olması gerekecek. Tabii önceki hafta Beyoğlu'nda bir kafenin garsonu olarak karşıma çıkan İranlı gay oğlan gibi, gidip de bir daha dönmemeye karar vermezlerse. Penahi bu mahkeme sürecinde, tam da İran'da kalma niyetini dile getirmişti. İran hükümeti, aynı niyetteki muhalifleri, tüm stratejilerini yeniden düşünmeye zorluyor. Ünlü Hollandalı belgeselci Jori Ivens için, Doğu Bloku'na yakın görüşleri yüzünden ülkesi Hollanda'ya giremediğini iddia ederek kendi etrafındaki miti güçlendirmek (halbuki girip çıktığı biliniyor), 'sanatsal romantizm'in bir parçasıydı belki. Hollywood yıldızlarının Bush karşıtlığı da hoş bir gösteriydi. Ortadoğu'daysa, entelektüel muhalefet kahramanlığı zorunlu kılmaya devam ediyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA