Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ADNAN BOYNUKARA

KCK; Komünalizm ve Konfederalizm

Temel tartışma konularımızdan birisi olmaya başlayan KCK'yıanlayabilmek için PKK'nın ve onun türev örgütlerinin takip ettiği aşamalara ve kavramsal çerçevelere bakmakta fayda var. Öncelikle şunu belirtelim ki, PKK'nın düşünsel seyrini ve kurumsal yapısını belirleyen isim Öcalan'dır. Dolayısıyla da; ortaya çıkan örgütleri, faaliyet alanlarını ve örgütlenme biçimlerini belirleyen de kendisidir.
Örgütün değişim seyrinin Öcalan'ın yakalanmasından sonra hızlandığı bilinmektedir. Bu süreçte, ortaya atılan düşüncelerin, PKK dışındaki sosyalist kesimlerce de karşılık bulması konusunda hassas davranılmaya başlandı. Bunun ilk somut tezahürü Öcalan'ın, "Demokratik Cumhuriyet" teziydi. Ancak bu kavramsal çerçevenin süreci yönetmede yetersiz kalacağı fark edilince, "Demokratik Uygarlık" ve "Demokratik Ekolojik Toplum" gibi kavramlar ortaya atıldı. Öcalan'a yüklenen 'kutsallık' nedeniyle de, kavramlar üzerinde tartışma yapılmadı.
Öcalan tarafından ortaya atılan son kavram ise "demokratik konfederalizm" kavramıdır. Bunun üzerinden de, "Kürdistan Demokratik Konfederalizmi" yapısı ve Öcalan da bu yapının 'önderi' olarak ilan edildi. Bunun sonucu olsa gerek ki, önderlik makamını elinde bulunduran Öcalan'ın yönlendirme ve atadığı kadroların kontrolünde kurulmaya çalışılan 'çatı partisi', Halkın Demokratik Kongresi (HDK) toplantılarında da, "demokratik özerklik ve demokratik konfederalizm" talebi dile getirilmeye başlandı. Demokratik özerklik ve demokratik konfederalizmin 'önderi' olan Öcalan, bu kavramı Murray Bookchin'den kopyaladığını ifade etmektedir. Sosyalist teorisyenlerden birisi olan Bookchin'in geliştirdiği konfederalizm kavramı, yeni bir toplum projesi olarak tanımlanmaktadır. Kapitalist sistemin reddi üzerinden geliştirilmeye çalışılan yeni yapı, komünalizm ve konfederalizm kavramları üzerinden açıklanmaya çalışılır.
Murray Bookchin komünalizmi; "toplumsal ekolojinin özgürlükçü belediyecilik ve diyalektik doğalcılığı içeren, tam olarak düşünülmüş ve sistematik olan görüşleri kuşatmak için anarşizm ve sosyalizmden daha kapsayıcı bir politik kategoridir..." şeklinde tanımlamaktadır. Bu arada, PKK'nın yeni yapılarını oluştururken yararlandığı temel düşüncelerden olan ve Türk sosyalistlerinin de kurtarıcı olarak sarıldıkları konfederalizm kavramının nasıl tanımlandığına da bakmakta yarar var. Bookchin, konfederalizm; "her şeyden önce üyelerinin veya delegelerinin çeşitli köyler, kasabalar ve hatta büyük şehirlerin semtlerindeki popüler yüz-yüze demokratik topluluklardan seçildiği bir yönetici konsüller ağıdır..." demektedir.
Bu teorik tanımlama üzerinden dikkate alınması gereken temel soru, bu tür bir yapının mümkün olup olmadığı değil, PKK'nın böyle bir yapıya uygun düşüp düşmediğidir. PKK'nın tarihi süreci ve işleyişi dikkate alındığında örgütün; militarist, totaliter, statükocu, tek tipleştirici ve Stalinist bir öze sahip olduğu görülür...
Peki, Stalinist yapısına rağmen konfederalizm vurgusu ile yapılmak istenen ne?
Süreç analiz edildiğinde bununla yapılmak istenenin; terörü etnik temelli bir mücadelenin aracı olarak gören ve terör ile varlığını sürdürmek isteyen PKK'yı Türk sosyalistleriyle buluşturmak ve tabanı genişleterek hem terörün neden olduğu meşruiyet sorununu aşmak, hem de serbest seçimlerle oluşmuş olan siyasal iktidar(lar)a karşı kitlesel eylemleri yaşama geçirmektir... Aslında Türk sosyalistleri ile şiddeti yöntem olarak benimsemiş olan PKK ve onun türev örgütlenmelerinin bir araya gelmesinde sorun yok! Ancak olay; demokrasi, özgürlük ve barış gibi kavramlar üzerinden terörün üstüne şal örtmeye çabasına dönüşünce iş değişiyor!
Burada üzerinde durulması gereken diğer bir konu ise komünalizm ve konfederalizm kavramlarına anlam veren Bookchin; ulus, ulus-devlet, milliyetçilik ve ulusal hareketler hakkındaki görüşleridir... Bookchin; ulusa, ulus-devlete, milliyetçiliğe ve ulusal hareketlere karşıdır. Ulusal hareketin ve milliyetçiliğin sonunda ulus-devleti hedeflediğini ve bunun ise baskı aracına dönüştüğüne inanır. Peki, Türk sosyalistleri ve Kürt milliyetçiliği yapmasına karşılık, sosyalist terminoloji ile kendini tanımlayan PKK'nın durumları nasıl açıklanacak?
PKK'nın; komünalizim ve konfederalizm kavramlarını temel alınarak, mahalle, köy, kasaba ve semtlerde, halk meclisleri tarafından yönetilmesi projesinin Türkiye'deki adı, 'Koma Civaken Kürdistan'dır. Yani, KCK... KCK'nın ne olduğunu anlamak için işin arka planına, 'Kongre- Gel'in 17 Mayıs 2005 tarihinde kabul ettiği ve konfederal yapının anayasası olarak değerlendirilen KCK sözleşmesine bakmakta yarar var. İşte o zaman KCK'nın sıradan bir sivil toplum örgüt olmadığı daha net görülebilir! Çünkü olay, ifade edildiği gibi sivil siyasete katılım değil, gizli bir devlet aygıtına dönüşerek sivil siyaseti dizayn etmektir. Bu arada KCK'yı, yargı tarafından yürütülen süreç, bu süreç üzerinden alınan pozisyonlar ve tutuklanan isimler üzerinden değerlendirmenin, yüzeysel bir analiz olacağını söylemeye gerek yok sanırım!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA