Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ADNAN BOYNUKARA

Yeniden PKK ve Kürt meselesi

PKK terörü, yeniden gündemi belirlemeye çalışıyor. Kimi köşe yazarları da, bu çabanın karşılık bulması konusundaki istekliliklerine uygun bir tutum içindeler. Kürtlerin yaşam koşulları, inançları, dilleri ve gelenekleri hakkında, TV dizilerindeki yansıtmalardan öte bir bilgiye sahip olmayan birçok isim, Kürt meselesi, Irak, Barzani, Suriye ve PKK uzmanı olarak karşımıza çıkıyor.
PKK ve Kürt uzmanı olarak karşımıza çıkanların söylemleri, konuya ilişkin analizleri incelendiğinde, ortak bir mecradan, PKK çizgisinde medya çalışması (PR) yürüten unsurlar tarafından bilgilendirildikleri görülür. Bu bir durum tespiti, yoksa birilerini suçlamak veya karalamak değil. İlgili isimlerin konuya ilişkin düşünce ve analizlerine kaynaklık eden bilgilerin geldiği merkezi anlamak açısından önemli!

"Kürtlerin onuru ve haysiyeti" meselesi
PKK çizgisinde örgüt için medya çalışması (PR) yürüten unsurların etkisiyle görüşlerini açıklayan yazar ve akademisyenlerin üzerinde durduğu iki yeni kavram var: "Kürtlerin onuru" ve "Kürtlerin haysiyeti". Bu iki kavram ile amaçlanan, Kürtlerin hepsini PKK çizgisinde göstermek ve bunun üzerinden de PKK'ya ve PKK'nın uyguladığı terör faaliyetlerine şal olmak. Bilerek olmasa dahi, bu çabanın hizmet ettiği sonuç bu. Yoksa, 'haysiyet meselesi' üzerinden 'isyan', tek çıkış yolu olarak sunulamaz. Bu arada, 'isyan' kelimesinin ne anlama geldiğini gayet net bir biçimde anladığımız açık!

Kürtler ve PKK aynı değil

Yürütülen tartışmalarda, altını kalın çizgilerle çizmemizi gerektiren temel konu, Kürtler ile PKK'nın aynı olmadığıdır. Bunu net olarak ortaya koymak lazım. Birçok açıdan Kürtler ve PKK arasında farklılık var.
Kim ne derse desin, yaşadığımız coğrafyanın temel ayırıcı unsuru dindir. Farklılıklar, her zaman din üzerinden kendine karşılık bulmuştur. Ama aynı din, farklılıkların kabulünü de, inancın bir parçası olarak ortaya koymuş. Kürtler, inançları güçlü ve dini hassasiyetleri yüksek olan insanlardır. PKK ise din dışı ve Marksist düşünceyi kendisine temel düstur olarak belirlemiş bir terör örgütüdür. Bölgede uyguladığı şiddete rağmen taban sorunu yaşayan PKK, Kürtlerin geniş kesimlerini kendine çekebilmek için son zamanlarda, görüntü düzeyinde de olsa, din ile ilişki halinde olduğunu gösterme çabası içine girmiştir. Bu, örgütün son yıllarda sığındığı yeni bir araçtır. K
ürtlerin geneli, şiddeti hak arama aracı olarak görmemiş ve şiddete sığınmamışlardır. PKK ise şiddeti yegâne hak arama aracı olarak kullanmakta ve yüceltmeyi özenle korumaktadır. Bununla da yetinmeyen örgüt, "doğuda zorun gücü" kavramsal çerçevesiyle, şiddeti uygulanması zorunlu bir teori olarak hayata geçirmeye özen göstermiştir.

Gerçekte PKK Ne?

Kürtler, inançlarının gereği farklılıkları zenginlik olarak görürken, PKK farklılıklara tahammül göstermeyen tek tipleştirici bir anlayışı uygulama konusunda kararlı olduğunu her aşamada göstermiştir. Kürtlerin genelinin PKK'dan farklı olduğunu ortaya koyan somut göstergelerden birisi de, seçim sonuçlarıdır. PKK'nın her türlü tehdit ve baskılarına rağmen, Kürtlerin örgüte verdikleri siyasal destek sınırlıdır. Merak edenler bu farklılığı görür!
PKK'nın gerçek fonksiyonunu anlamak için coğrafyamıza ilişkin dizaynı hatırlamakta yarar var. Şu an küresel emperyalizm, kendini yenileyerek ömrünü uzatmak istiyor. Küresel emperyalizmin en temel stratejik amacı ise kendine yeni rakiplerin veya güçlerin çıkmasını engellemek. Amacını daha da somutlaştırmaya çalışırsak; bir yandan nükleer güçlerin kontrolü, öte yandan da enerji kaynaklarının denetimi üzerinde mutlak egemenliklerini sürdürmek. Bu temel amaç konusunda, BM'deki beşli çetenin, (ABD, İngiltere, Fransa, Rusya ve Çin) birbirinden farkı yok. Bu ilişkiyi iyi okumak lazım. Beşli çete arasındaki ilişki, içlerinden birini seçerek, ötekilerini farklı gören bir anlayışla kavrayamayacak kadar derin bir ilişki!
Küresel beşli çetenin, kaynakları yönetmek ve yeni güç merkezlerinin ortaya çıkmasını engellemek için ortaya çıkardıkları araç ise 'terbiye kırbacı'dır. Dünya siyaseti incelendiğinde, güç merkezi olma kapasitesine sahip her unsur için caydırıcı bir terbiye kırbacının üretildiği ve bunun zamanla çeşitlendirildiği açık. İşte; bölgesinin temel cazibe merkezine dönüşen, düzen kurucu bir iradeyi ortaya koyan, bu iradesi coğrafyamızdaki ülkeler tarafından karşılık gören ve bölgesel güç olma kapasitesine sahip Türkiye için kullanılan terbiye kırbacı ise PKK'dır. Türkiye bunun farkında olsa da, iç siyasetinde yaptığı yanlışlıklar dolayısıyla, beşli çetenin amacına hizmet eder durumda kalmıştır. Bu anlamda yaptığı en temel hatası ise Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren, PKK'nın bugün yaptığı gibi farklılıklara tahammül göstermemesi ve tek tipleştirici tutumunu, politikasının merkezine koymuş olmasıdır. Bu, kırılması zor bir politik tutum olarak Türkiye'nin ayaklarına vurulmuş prangalardandır. Ne zaman ki Türkiye bu prangadan kurtulma kararlılığını ortaya koydu, terbiye kırbacı ortaya çıkartıldı. PKK'nın üstlendiği bu fonksiyonu görmeden meseleyi kavramak zorlaşır.
Şunu net olarak ortaya koyalım; Kürtlerin yaşadığı bölgede Türkmen aşiretleri, ya da başka bir milli kimlik yerleşik olsaydı, bugün Türkmen ya da farklı bir kimlik sorunu ve terörist faaliyetler içinde olan farklı bir örgüt olurdu. Öznesi farklı ama yüklemi değişmeyen konuları konuşuyor olurduk.
Kısacası, PKK salt bir terör örgütü değil, beşli çete adına hareket eden bir örgüttür. Kuşkusuz bu durum, meseleyi ve hak taleplerini önemsiz kılmaz. Ancak, teröre karşı yapılacakları biçimlendirmek ve meseleye daha geniş bakmak açısından önemli.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA