Türkiye'nin en iyi haber sitesi
M. METİN UZUN

İki Şehrin Hikâyesi: Sürdürülebilir Şehir Planlama Aracı Olarak Dijital İkizler

Yerel seçim gündemi yoğunlaşırken birçok parti ve aday seçim kampanyalarında mahallî idarelerde teknolojik dönüşümün önemine dikkat çekiyor. Üretilen fikir ve politikalar yeni belediyecilik kavramları üzerinden tartışılmaya devam ederken bu yaklaşımın odağında ise "akıllı şehir" (smart cities) yaklaşımları ön plana çıkıyor. Akıllı şehir kavramı ise kısaca, başta metropoller olmak üzere şehirleri ekolojik değerlerle yeniden yapılandırmayı hedefleyen, modern ve teknoloji temelli reformist bir yaklaşımı ifade etmektedir.[1] Nitekim 2020-2023 Ulusal Akıllı Şehirler Stratejisi ve Eylem Planı akıllı şehirleri "paydaşlar arası iş birliği ile hayata geçirilen, yeni teknolojileri ve yenilikçi yaklaşımları kullanan, veri ve uzmanlığa dayalı olarak gerekçelendirilen ve gelecekteki problem ve ihtiyaçları öngörerek hayata değer katan çözümler üreten daha yaşanabilir ve sürdürülebilir şehirler" olarak tanımlanmaktadır.

Bu dönüştürücü vizyonun ana odaklarından birinde ise dünya çapında akıllı şehir girişimlerinin hızla temel taşı haline gelen bir teknoloji olan dijital ikiz(ler) dikkat çekiyor. Dijital ikizleri yalnızca optimizasyon araçları olarak değil, aynı zamanda yeni bir kent yönetişim paradigmasının temel bileşenleri olarak değerlendirilebilir. Peki, bu dijital ikizler yerel yönetimler için ne gibi fırsatlar sunuyor?

Dijital İkiz Teknolojisi ve Yerel Yönetimlerde Dijital İkiz Kullanım Alanları

Özünde dijital ikiz, çeşitli kaynaklardan gerçek zamanlı olarak toplanan verilerle desteklenen, fiziksel bir varlığın veya sistemin dinamik ve dijital bir kopyasını ifade etmektedir. Akıllı sensörler veya nesnelerin internetiyle (IoT) fiziksel ortamdan alınan tam zamanlı veriler dijital ikize giriş olarak aktarılır. Dijital ikiz bu verileri işleyerek analiz eder ve çıkış bilgilerini sunar. Bu sayede olası sonuçlar çok kısa zamanda, maliyet kaybı yaşamadan görülür ve üretime geçilmeden oluşabilecek sorunlar tespit edilir. [2] Başlangıçta imalat ve inşaat gibi sektörler için fiziksel varlıkların ayrıntılı sanal kopyalarını oluşturmak amacıyla geliştirilen dijital ikizler, fiziksel ve dijital dünyalar arasında bir köprü oluşturarak zaman içerisinde kentsel sistemlerin de dinamik ve gerçek zamanlı kopyalarını sunmak için kullanılmaya başlandı. Bu teknoloji sayesinde yerel yönetimler dijital ikizleri akıllı şehir stratejileri ve politikalarına entegre ederek karar alma süreçlerini kentsel nüfusun ihtiyaçlarıyla uyumlu hale getirme noktasında çokça fırsata sahip hale geldi.

Genellikle altyapı arızalarına veya kentsel planlama ihmallerine yönelik geleneksel reaktif yaklaşımlar, dijital ikiz sayesinde büyümeden önce sorunların öngörülmesini ve veriye dayalı çözümler sunarak "kanıta dayalı politika yapımını" destekleyebilir. Örneğin bir şehrin su sisteminin dijital ikizi, nüfus artışının su talebi üzerindeki etkisini tahmin edebilir ve su kıtlığını ve kuraklığı önleyen altyapı iyileştirmelerinin zamanında yapılmasına olanak sağlayabilir. Benzer şekilde ulaşım sistemlerinden iyileştirilmesinde veya şehir içindeki bağlantıları yönetmek için bu sistemlerden yararlanılabilir. Bu örnekler göz önüne alındığında dijital ikizler karar vericilerin en uygun eylemi belirlemek için farklı seçim sonuçlarını görmelerini sağlayan bir zaman makinesi olarak düşünülebilir. [3]

Dijital ikizlerin potansiyel doğal afetler veya halk sağlığı acil durumlarının kentsel sistemler ve nüfuslar üzerindeki etkisini simüle edebilme yetenekleri, acil durum müdahalesi ve dayanıklılık planlaması ekseninde de ele alınabilir. Şehirlerin dijital ikizi yerel yönetimlerin müdahale stratejilerini optimize etmelerine, kaynakları daha etkili bir şekilde tahsis etmelerine ve nihayetinde etkin kriz yönetimine olanak tanıyabilir.

Altyapı ve risk yönetiminin ötesinde dijital ikizler, şehir planlaması ve vatandaş katılımı için de fırsatlar sunma potansiyeline sahiptir. Kentsel alanların sanal bir kopyasını oluşturarak vatandaşlar, şehirlerinde önerilen gelişmeleri veya değişiklikleri görselleştirebilir, daha şeffaf ve katılımcı bir planlama sürecini teşvik ederek yerel yönetişim kapasitesini artırabilir. Ayrıca söz konusu dijital katılım süreci, sadece planlama kararlarının gizemini ortadan kaldırmakla kalmaz, aynı zamanda şehir sakinlerinin fikir ve geri bildirimlerine katkıda bulunmalarını sağlayarak toplumun ihtiyaç ve isteklerini daha doğru bir şekilde yansıtan verileri karar vericilere sunar.

Öte yandan dijital ikizlerin yerel yönetimler tarafından benimsenmesinin zorlukları da bulunmaktadır. Bu sistemlerin adaptasyonunda yalnızca finansal yatırım değil, aynı zamanda kamu kurumları içinde veriye dayalı karar alma sürecine yönelik kültürel bir değişim de gerektirir. Dahası, dijital ikizlerin başarısı verilerin kalitesine sistemlerle uyumluluğuna ve dijital altyapıya da bağlıdır.

Türkiye'deki Mevcut Durum

Ülkemizde ise 2019 yılından itibaren şehirlerin dijital ikizleri üzerine çalışmalar sürdürülmektedir. Murat Kurum'un Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı döneminde başlayan "Kentsel Yerleşim ve Gelişme Alanlarında 3 Boyutlu Topoğrafya ve Bina Modeli Oluşturma" projesi ile tüm şehirlerin 3-boyutlu dijital ikizinin oluşturulması için ilk güçlü adım atılmıştır. Bu proje kapsamında afet yönetimi ve kaçak yapıların denetimi gibi şehir merkezinde yer alan bina sayısı net olarak belirlenmekte, binaların toplam taban alanı ve ortalama yüksekliği, hacmi ve kotları tespit edilebilmektedir.

Buna ek olarak geçtiğimiz sene içerisinde tapu, kadastro ve adres bilgilerinin kayıt altına alınması, enerji potansiyellerinin tahmini ve yeni şehirleşme çalışmalarının yürütülmesi bağlamında Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğünce geliştirilen "3B Şehir Modelleri Üretimi ve 3B Kadastro Altlıklarının Oluşturulması Projesi" başlatılmıştır. Bu projeyle afetle mücadeleyi de hızlandıracak 3 boyutlu kadastro ile afet sonrası arama kurtarma ve hasar tespit çalışmalarında doğru yerde ve daha erken müdahale imkânı elde etme noktasında birçok yenilik sunulmaktadır. Ayrıca bu projeyle gayrimenkul alım satım süreçlerinde de 3 boyutlu görüntü ile alan büyüklüğü, cephe, oda sayısı gibi yapı ve bağımsız bölüm bilgileri vatandaşların kullanımına sunulabilmektedir. Ek olarak iskânlı ve iskânsız binaların takibi yapılabilmektedir.

Zeki Müren Metaforu: Vatandaşların Dijital İkizi?

Tüm bunların yanında, katlanarak artan dijital veri ve mevcut veri işleme kapasitesindeki sıçrama yalnızca şehirlerin değil vatandaşların da dijitalleşmesine olanak(!) tanımaktadır. Bu durum, günlük diyalogların bir parçası haline gelmiş "Zeki Müren de bizi görecek mi?" repliğiyle birlikte düşünülebilir. Zeki Müren'in bizi görmesi her ne kadar mümkün olmasa da bizim Zeki Müren'i görme deneyimimiz her geçen gün seviye atlamaktadır.

Bu noktada şehirlerin dijital ikizi gibi tartışılan bir diğer teknolojik yenilik olan vatandaşların dijital ikizidir. Bu bireylerin kişisel verilerini, tercihlerini ve hatta davranışlarının yapay zekâ destekli potansiyel simülasyonlarını kapsayan sanal temsilleri ifade etmektedir. Bir vatandaşın dijital ikizi, tıbbi geçmişten davranış kalıplarına ve hatta sosyal etkileşimlere kadar çok çeşitli veri noktalarını kapsayan, bireyin oldukça ayrıntılı bir dijital kopyası olarak tanımlanabilir. Bu dijital muadiller vatandaşın ihtiyaçlarının ve tercihlerinin tahmin edilip politika hedeflerinin güncellenmesine hatta dezavantajlı gruplar için kişiselleştirilmiş hizmetler sunulması için fırsatlar sunabilir. Vatandaşların dijital ikizi, kişiselleştirilmiş deneyimler ve iyileştirilmiş kamu hizmetleri için heyecan verici olanaklar sunsa da gizlilik, güvenlik ve potansiyel kötüye kullanım konusundaki endişeler de göz önünde bulundurulmalıdır.

Sonuç olarak dijital ikizlerin yerel yönetime entegrasyonu, yerel yönetimlerin hizmet kapasitesini geliştirme noktasında şüphesiz büyük fırsatlar sunuyor. Dijital ikizler yalnızca kaynak verimliliği ve anlık veri akışını artırma noktasında değil, aynı zamanda doğal afet gibi anlık karar alma süreçlerinde acil durum müdahalesi aracı olarak dirençli şehir modelinin tamamlayıcısı olarak da değerlendirilebilir. Öte yandan şehirlere paralel olarak vatandaşların dijital ikizlerinin konuşulması pek uzak bir gelecek değil. Bu noktada dijital uçurum ve dijital bölünme gibi kavram setleri de farklı tartışmaları beraberinde getiriyor. Tartışmanın odağındaki soru ise değişmiyor: "Zeki Müren de bizi görecek mi?"

[1] Baki Laleoğlu, "Akıllı Şehirler, Değişen Şehir Yönetimi ve Türkiye", İstanbul: SETA Yayınları, 2021.

[2] https://thinktech.stm.com.tr/tr/dijital-ikiz-teknolojileri-ve-uretime-faydalari

[3] https://www.businessofgovernment.org/blog/three-ways-ai-powered-digital-twins-can-improve-government-services

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA