Kıymetli hemşehrim İrfan Bey, CHP liderinin 'çark edişini' anlatan yazım üzerine almış sazı eline ve bakın ne yazmış:
"Sayın Ramoğlu gene döktürmüşsün… CHP'ye ve Kılıçdaroğlu'na Çarkçı Kemal diyorsun ya bir de köşesinde bir sayfa boyu Başbakan'ın çarklarını yazan Yılmaz Özdil'in yazısına bir göz at bi zahmet. İtiraz edebileceğin bir kalem var mı?"
***
Sevgili hemşehrim, bilirsin bizim oraların uşakları mert olur. Öyle kolay kolay sözünden dönmez…
Yani ne dersek o.
Elbette bir değil, başından sonuna kadar yazıya itirazım var...
Ayrıca o yazı değil, karalama manzumesi...
***
Neyse...
CHP'ye oy vermeyenleri 'bidon kafalı' ilan ederek tarihe geçen Yılmaz Özdil, aklınca Sayın Başbakan'ın söyledikleriyle alay etmiş, yetinmemiş bir de 'davar'ın anlamını bilmediğini ima etmiş.
Biz yer miyiz bu numaraları arkadaş?
Elbette yemeyiz…
Ama adamı ilahlaştıran ulusalcılar, kelimenin ne önüne ne de arkasına bakarlar… Yazdıklarına göre de pozisyon alırlar…
***
Bakalım ne demiş Sayın Başbakan?
"Ben Müslümanım ama laik değilim. Fakat laik ülkenin başbakanıyım. Mısır'a laik anayasa tavsiye ediyorum, laiklikten sakın korkmayın. Umarım Mısır laik olacaktır."
Söyleyin bakalım bu sözde alay edecek ne var?
Altına imzamı attım gitti…
Başbakan laikliği tarif etmiş, önemini de Mısır halkına anlatmış o kadar…
***
Başka ne yazmış ulusalcı takımın kalemşoru?
"Bunlar kaz güdemez, bırak davarı, koyun bile güdemez, bunlar keçi güdemez."
Yılmaz Aga burada, "Öküzün altında buzağı" aramış.
Aklınca Başbakan'ın 'davar' kelimesinin anlamını bilmediğine vurgu yapmış.
Buna da imzamı attım.
Aynı şeyi ben de yapardım.
Bunda ne var yani?
***
Devam edelim Yılmaz'ın cici yazısından alıntı yapmaya…
CHP ve BDP'nin yemin krizi sırasında Başbakan demişti ki:
"Ne dediler, arkadaşlarımız yemin etmedikçe biz dört yıl da olsa yemin etmeyeceğiz dediler. Bu sözü unutmayın, göreceksiniz tükürdüklerini yalayacaklar."
Herhalde kalemşor boncuk aramış.
Sayın Başbakan'ın durum saptaması yapmasında şahsen 'çarklık' bir durum göremedim.
***
Yerim çok az.
Diğer yazdıklarındaki mantık da aynı.
Tek tek incelemeye gerek yok.
Anlatabildim mi İrfan kardeşim?
Başbakan Karadeniz uşağıdır.
Bilirsin bizim oraların delikanlısı has olur…
Çark etmez,
Asla tükürdüğünü de yalamaz.
***
Ama Sayın Kılıçdaroğlu'nun 'Çarkçıbaşı' unvanı almasına sebep olan yığınla vukuatı var.
İşte birkaçı…
ADAYLIK MESELESİ: Baykal kaset skandalıyla başkanlığa veda edince ismi işaret edilen Kılıçdaroğlu, kesinlikle aday olmadığını açıkladı.
METRO GÖMLEK: Kurultaya fiyatı 500 lirayı bulan Etro gömlekle çıktı.
Haber olunca "Parasını ben verdim" diyerek kendini savundu. Fatura başkasının adına çıkınca da sessizliğe büründü.
BAŞÖRTÜSÜ AÇILIMI: Referandumdaki vaadi başörtüsüne özgürlüktü.
Başbakan Erdoğan'ın "Yasa teklifi hazırlayalım" önerisi üzerine işi yokuşa sürdü.
GENEL AF: Referandumdaki bir diğer vaadi terör suçlularını da kapsayan 'genel af'tı. Tepkiler üzerine affı bir daha ağzına almadı.
KÜRT AÇILIMI: Kürt açılımı ile ortaya çıktı. Fakat Kürt lafını bile ağzına almazken "Güneydoğu sorununun ekonomik kalkınma ile çözeriz" noktasında kaldı.
HAVUZLU VİLLA: Erdoğan'ı 'havuzlu villada' oturduğu gerekçesiyle eleştirdi ama kendisinin de havuzlu villası olduğu ortaya çıktı. Kılıçdaroğlu bunun üzerine yavaş yavaş villa konusunu gündemden düşürdü. Görüyorsunuz, çark öyle değil, böyle yapılıyor…
