Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERSİN RAMOĞLU (GÜNEY)

Uludere rantı ve Durdu Özbolat

CHP ve BDP Uludere üzerinden siyasi rant için son sürat koşuyor… Mesela CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 'Vur emri Erdoğan'dan' palavrasını 'yerse' niyetine attı.
Ama tutmadı.
Üstelik Başbakan Erdoğan'dan anında tokat gibi bir cevap aldı.
BDP Eşbaşkanı Gülten Kışanak da bir kadına yakışmayacak seviyesizlikte paşalar üzerinden oyuna katıldı.
Biri iftirada, diğeri ise seviyesizlikte 'tavan' yaptı.
Başbakan bu yüzden BDP'yi 'lokomotif'e, CHP'yi de 'vagon'a benzetti.
Kısacası biri vurdu, diğeri tulum çıkardı ama işe yaramadı.

***
'Vur emri Erdoğan'dan' tarzı haberler aslında bir husumetin eseri.
Çünkü ne yaptılarsa halkın yüreğinden Erdoğan sevgisini sökemediler.
"Türkiye İran olacak" dediler.
"Rejimi yıkacaklar" dediler.
Hiçbiri olmadı.
Haliyle deliye döndüler...
AK Parti'nin üçüncü kez iktidar olmasını bu yüzden hazmedemediler.

***
En gıcık oldukları şey de ekonomik istikrar.
Bozmak için her şeyi yaptılar.
Sonunda 'cezaevleri gazeteci dolu' palavrasına sarıldılar...
Başbakan Erdoğan ile birlikte dünyada itibarımızın artması deli etti bunları deli...
Avrupa'daki müflis ülke yöneticilerinin Türkiye'den akıl almasına da sinir oldular.
***
Bir kaymakam arkadaşım, geçen yaz eşiyle birlikte İtalya'ya gitmişti.
Roma'nın ünlü Navona Meydanı'nda bir ressama portrelerini yaptırmışlar.
Kaymakam arkadaşımın eşi fiyat için pazarlık edince, ressam:
"Siz Türkiye'siniz ve çok zenginsiniz. Size indirim yapmam" demiş.
On yıl önce yabancıların bol sıfırlı paramıza paçavra muamelesi yaptığını hatırlatan arkadaşım, ressama istediği parayı fazlasıyla verdiğini ve duyduklarının gururunu okşadığını söyledi.
Türkiye'nin 10 yılda geldiği nokta işte budur…

***
Aslında ben bugün size yeni medya patronu CHP Kahramanmaraş Milletvekili Durdu Özbolat'la önceki gün aramızda yaşanan tatsız bir olayı aktaracaktım.
İngiltere'de master yapan kızı Ezgi Seda'nın elektronik postası fikrimi değiştirdi.
Aslında 42 yıllık meslek hayatımda ilk kez yaşadığım olaya çok üzülmüştüm.
***
Haberin kutsal, yorumun hür olduğuna inanırım.
Eleştirme hakkıma laf ettirmem.
Arabamın geri vitesi yoktur.
***
Ama bir evladın satır aralarından fışkıran baba sevgisine de ölürüm.
Ezgi Seda'nın gönderdiği e-postadan gurbet elde çok üzüldüğünü anladım.
Çocuklarımı hatırladım birden.
Her çocuk babasına düşkündür ama kız çocukları bir başkadır.
Başka sever, başka bir hayranlık duyar babasına.
Fikrimi değiştiren de işte bu sevdaydı.
***
Benim küçük oğlumla yaşıt Ezgi Seda, e-postasına, "Ben sizin yazılarınızı beğenerek takip eden, zaman zaman tasvip eden, zaman zaman haddimce eleştiren biriyim" diyerek başlamış…
Sonra da, "Babamı şahsen tanıma fırsatınız oldu mu bilmiyorum ama babamla ilgili duyduklarınızın olumlu olduğundan eminim" demiş.
Ardından, "Ersin Bey, siyaset bilimi mezunuyum. Ben de sizin gibi halkı aydınlatmak için medyada yer almak isteyen bir gencim. Londra'da bu konuda yaptığım yüksek lisans bitmek üzere. Kısmetse önümüzdeki hafta Türkiye'ye döneceğim. Medya patronluğu konusundaki hassasiyetimi göstermek için de 'Medya Patronluğunun Gerçek Yüzü ve Gündemi Değiştirme Güçleri' konulu bir tez yazdım. Tanışabilmek dileğiyle" diyerek bitirmiş sözlerini…
***
Bir evladın buram buram baba sevgisi kokan sözleriydi bunlar.
Ona dedim ki: "Medya patronluğu zor bir iştir... Daha da ağır eleştirilere tahammül edebilmeli medya patronu. Her eleştirene sövmekle bu iş olmaz!"
***
Merak edenlere:
Sayın Başbakan'ın milleti için yaptıklarını, dik duruşunu, dürüstlüğünü, mertliğini ve 'halktan' oluşunu sevmekten öte hiçbir beklentisi olmayan, sadece yüreğinin sesiyle yazı yazan biriyim…
Not:
Kızılay'la ilgili önemli iddialar içeren bir mektup aldım dün.
Kısmetse yarın onları yazacağım...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA