Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERSİN RAMOĞLU (GÜNEY)

Bir avuç terörist!

12 Eylül 1980 öncesine gidiyoruz bugün.
PKK'nın henüz filizlendiği günlere...
Ülkücülerle devrimciler çatışıyordu.
Solcular, 'faşist', ülkücüler ise 'komünist' diye bağırırdı.
Ortalık kan gölüydü, kardeş kardeşi vuruyordu.
Demirel'in başkanlığında bir hükümet vardı.
MSP ve MHP de katılmış, Milliyetçi Cephe olmuştu adı.
Birincisi yetmeyince ikincisi geldi: İkinci MC hükümeti.
Muhalefette ise Ecevit'in başında olduğu CE-HA-PE vardı.

***
İşte o süreçte kuruldu PKK.
Sol görüşlüydü ya da solculuktan etkilenmiş gözüküyordu.
O dönem Kürt solunda Rızgari ve Kawa diye örgütlenmeler de vardı.
Hatta bu örgütlerin kendi yayın organları da çıkıyordu.
Ankara'da Cumhuriyet yurdunun zemin katının girişi bu tip dergilerle doluydu.
ODTÜ yemekhanesinin girişi de öyle...
TKP'sinden Halkın Kurtuluşu'na...
İşçi Partisi'nden Halkın Yolu'na ve Kürt örgütlerine kadar...
Solun envai çeşidi sıralanırdı orta yerde.
Aralarında da Mahir Çayan ve arkadaşlarının kurduğu "Orta yolcu Dev-Genç" olurdu.
1980 yılının yazı Hacettepe ve Siyasal taraflarında kanlı geçerdi, sol solla çatışıyordu.
Adana Büro'da görevli editör arkadaşımız Ufuk Tekin anlattı.
Bizim Ufuk Mülkiyelidir, en civcivli döneminde girmiştir Siyasal'a. 'Sınıf arkadaşı' bile olmuşlar Abdullah Öcalan'la.
Apo, Ufuk'tan en az 10 yaş büyük ama tembelmiş!...
Hep çaktığı için yıllar sonra aynı sınıfın listesinde yer almışlar.
***
İlk kez 1980'in yazında görmüş Apo'yu.
"Apo yanında beş altı adamıyla Basın Yayın'a çıkan yoldaki çay ocağına gelmişti.
Apo'ya bizim sınıftan Sırrı da eşlik etmişti..."
Ufuk Tekin'in 'Sırrı' dediği kim biliyor musunuz?
Sinemacılıkta karar kılan Sırrı Süreyya Önder.
Şimdi BDP İstanbul Milletvekili.
"Dürüst ve yiğit bir çocuktu ve sınıftaki tek Apocu oydu galiba" diye hatırlıyor Ufuk.
Su akmış ve yolunu bulmuş yani...
Ve 12 Eylül 1980...
Daha o sabah solun 49 çeşidi de susturuldu.
Yüz binlerce genç zindanlara atıldı.
Suçlusu da vardı, kurunun yanında yanan yaşı da...
Bir tek onlar kaldı: Apocular, PKK yani.
12 Eylül 80'den sonra büyük ses getiren ilk eylemleri Güneydoğu'da oldu.
15 Ağustos 1984'tü.
Gece yarısına doğru Siirt'in Eruh ve Hakkari'nin Şemdinli ilçeleri basıldı.

***
PKK sahneye yeniden çıkıyordu. 12 Eylül 1980'deki müdahale ile inine çekilmiş ama terör stratejisiyle bir hayalin peşine düşüyordu.
Karakollar basılacak, lojmanlar taranacak, köprüler uçurulacaktı.
Bubi tuzakları kurulacak, C-4'lerle Mehmetçik ve polisler vurulacaktı.
Sırf devletin memuru olduğu için öğretmenler, kaymakamlar kaçırılacaktı.
Kandan ve ölümlerden besleneceklerdi. Beslendiler de...
Türk Silahlı Kuvvetleri binlerce şehit verdi, binlerce polisimizi yitirdik.
Amaç başlarda Kürdistan'ı kurmaktı.
Baktılar olacağı yok, "demokratik özerklik" demeye başladılar sonra.
***
CHP ilk kez terörün durması için bir adım attı.
Umarız siyaset ve vitrin hesabı yoktur bu adımda.
Dileriz iyi niyetlidir, "Kan dursun" diyedir.
Yazıyı kaleme aldığım saatlerde CHP lideri henüz Sayın Başbakan'la görüşmemişti.
Umarız sorun çözülsün diye gidilip görüşülmüştür Erdoğan'la.
BDP'nin pozisyonu ortada, zaten niyeti de açık, o bir kenara.
Ama bir de MHP var.
O da elini taşın altına koymalı.
Bu dava artık parti meselesi olmaktan çıkmış; devlet, memleket ve millet meselesi olmuştur.
Dışarıdan "Olmaz, yapılamaz" diye gazel okumak...
"Müzakere değil, mücadele" demek kolay...
Zor olanı Başbakan Erdoğan yaptı.
Tuttu, kızgın taşın altına elini koydu.
Mesele milli bir meseledir,
Kaçış yok…
Herkes terörün bitmesi için el ele vermeli...
Ve bir daha hiçbir ana ağlamamalı…

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA