Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

"Beast" olmamak

İnsan biyolojik anlamda hayvandır ama bilinci sayesinde bütün başka canlıların çok çok üstünde bir yer almıştır.
Kimi dilde o ayrım gözetilir. Örneğin İngilizce ve Fransızcadaki "animal", bitki olmayan canlı anlamındadır; bizim de biyolojideki yerimizi belirler. Ayrıca "beast", "bete" sözcükleri vardır; kaba yaratık anlamında hayvan demektir.
(İnsanlığın büyük bölümünün o kategoriden çıkmış ya da çıkmakta olduğu umulur!)
Bizim dilimiz bu bağlamda zengin değil. "Hayvan" sözcüğünü iki anlamda da kullanıyoruz. Ama o eksiklik aklımızı karıştırmasın. Kişisel ya da uluslararası ilişkilerde ne zaman "animal" ile "beast" arasındaki çizginin aşıldığını fark etmek için dikkat kesilmemiz şart.

***

Toplu yaşayan yırtıcılar dünyasında kuraldır: komşu topluluklar çatışır. Kurt sürüleri, aslan aileleri, şebek kabileleri av alanlarını korumak ya da genişletmek için yakın bölgelerdeki rakip topluluklarla sürekli savaş durumundadırlar.
Çağımıza kadar insan sürüleri arasındaki ilişki de farklı değildi. Komşular çatıştı tarih boyunca. Uygar geçinen Avrupa ulusları durmadan boğazlaştılar. Son yüzyılda kıtalarının topraklarına on milyonlarca ölü gömüldü.
Sonra kötü anlamdaki hayvanlıktan kafalarını kurtarabilen birkaç lider sayesinde Fransa ile Almanya'da insanların akılları başlarına geldi. "Yahu, biz ekonomik çıkar kavgaları yüzünden niçin birbirimizi öldürüp duruyoruz?" dediler. "El ele versek daha çok kazanırız!"
Onların kurduğu ortaklığa gitgide daha çok ülke katıldı. Şimdi bizim üyeliğine heveslendiğimiz Avrupa Birliği öyle oluştu.
Gelgelelim o kulübe girmek akıllanmayı garantilemiyor. Üyelerden biri komşumuz. Yazık ki dengesiz, hesapsız ve paranoyak. Kafasına Türk saldırısı diye bir tehlike takmış, silahlanmaya acayip paralar harcamakta.
O ekonomik kanamaya türlü hovardalıklar da eklenince iflas eşiğine gelip tefeci ruhlu ağabeylerinin eline düştü.
***

Yunanistan'a içerlesem de, ona yapılan "Adalarını bize satarsan yardım ederiz" önerisi kanımı dondurdu.
Ada ya da başka türden arazi satılmaz değil. "Vatan toprağı peşkeş çekilmez" gibi laflar demagojidir. Sermaye darlığında bir çiftçi 100 dönüm arazisinin tümünü kullanamıyorsa, iki üç dönümünü niçin satıp verim artırmasın?
Ama ekonominin mantığı başkadır, insanın onuru başka. Çiftçi kendi kararıyla, uygun gördüğü zamanda ve şartlarla satış yapabilir. Aşağılayıcı dayatmayla değil.
Birilerinin ona gelip "Karını birkaç gün ödünç ver de borcunu sildirelim" dediğini düşünün. Onurlu bir adamsa kan çıkabilir.
***

Yunanistan rezilliklerden sıyırmasına önemli katkı sağlayacak bir adım atabilir: Fransa ile Almanya'nın yaptıkları gibi, komşusuyla ilişkisinde düşmanlığın yerini ortaklığın almasına yanaşmak.
Dünkü haber bir müjde: Türkiye Başbakanı'nın ziyaretinden önce, Atina Ege'deki avcı uçağı dalaşlarına son verecek bir anlaşma önerecek.
Kimi zaman felaketlerden hayırlı sonuçlar çıktığı söylenir. (Elazığ acısının deprem konusunda inşallah popomuzu dürtmesi gibi.) Öneri gerçekleşirse o söz çok büyük çaplı bir konuda doğrulanmış olacak.
Akıl yolunda biz de kolaylaştırıcı davranmalı, sürekli barış ve huzur için elimizden geleni yapmalıyız.
Dünyanın şu cennet bölgesinde "beast" gibi saçmalandığı yeter.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA