Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

AK'ın Kalkınma'sı iyi ama A da gerek

Acıklı film meraklılarının para verip sinemaya gitmelerine hacet yok bugünlerde. Yabancı kanallarda haber ve tartışma izlesinler, yeter. Olayların acayip hızlanması yüzünden benim yarı ömrüm öyle geçmekte de oradan biliyorum.
Önceki gün İtalya'nın Çalışma Bakanı olan kadıncağız acı ilaç paketinin sıkıntıdaki emeklileri nasıl büsbütün perişan edeceğini anlatırken kendini tutmak için dudaklarını ısırdı, başaramadı, ağlamaya başladı. Gerçekten üzüldüm.
Hekim rolündeki liderler yerlerde kıvrananlara boyuna akıl vermekteler ama önerilerinin işe yarayacağı kuşkulu. Bir Fransız kanalındaki açık oturumun katılımcısı ekonomist alay etti:
"Merkel çözüm arayışının maraton olduğunu söylüyor. Yüz metre koşulması gerektiğinin farkında değil."
İspanyol gazeteci de acı acı gülerek hak verdi:
"Kalp krizi geçirip acile getirilmiş hastaya doğru beslenip egzersiz yapma tavsiye ediyorlar."
Açıkçası, şu ara etkili olabilecek tek ilaç tuzu kuru Avrupalıların pamuk ellerini cebe atıp zamana muhtaç birlik üyelerine yardım etmeleri. Ama kimsede öyle bir niyet görünmüyor. Öğüt, azar, tehdit var; para yok.
Batı saltanatının sona ermekte olduğu anlaşıldıkça bir de şu söz öne çıkmaya başladı: "Kabuğumuza çekilir, kadim Yunan uygarlığından ve Yahudi-Hıristiyan inançlarından kaynaklanan temel değerlerimize sarılarak yaşarız."
Batı'nın asıl temel değerinin lafı ise edilmiyor: sistemli sömürü ürünü kâr.

***

Yükselmekte ve etkisini yaymakta olduğu söylenen Doğu'nun temel değerleri ne? Çin'den ve Hindistan'dan söz ediyorsak Konfüçyüs'ün ve Buda'nın öğretileri diyebiliriz. Birincisi aile içi ahlakın toplumda da geçerli olmasını ister. "Büyük küçüğü hoş tutsun, korusun, küçük de onu saysın, insanların karşılıklı hak gözetmeyi benimseyerek eğitilmesiyle mutluluk sağlansın" der.
Hayatın başlıca gerçeğinin acı çekmek, acıların kaynağının da isteneni elde edememek olduğu inancına dayalı Budizmin temel öğüdü ise farklıdır: "Hiçbir şey istememeyi öğrenerek mutluluğa ulaş."
Günümüzdeki Çin ve Hint toplumları ruhlarına sinmiş olan felsefelerin hâlâ etkisindeler tabii. Ama Batı ormanında boğuşan kurtların tam ters yöndeki başarı sırlarını da öğrendiler. Daha iyi dövüşerek üste çıkıyorlar.
***

Bu keşmekeşte bizim eksenimizin Doğu'ya kaymakta olduğu tezi gitgide daha sık gündeme getirilmekte. Oysa yersiz. Eksenimiz Batı'ya yerleşmiş, orta direğimiz Avrupa'nın göbeğine dikilmiş değil ki kaysın.
Kendimize özgü, karşıtların bağdaştırılmasıyla belirlenmekte olan bir noktadayız.
Temel değerlerimizde uzak Asya öğretilerini andıran özellikler var zaten. İslam'ın yanı sıra tasavvuf, Yunus, Mevlana var. Ama Osmanlı dövüşçülüğü, Mustafa Kemal bağımsızlığı ve atılımcılığı da var. Çin ve Hindistan gibi biz de Batı'nın oyununu iyi oynamayı öğrendik. Bütün birikimlerden hem esin, hem hız alarak iyi bir yerlere gidiyoruz dörtnala.
Yalnız, Doğu mirası değerlerimiz arasında "dünya malı hırsına yenik düşmemek" gibi bir erdem bulunduğunu da unutmamalıyız. Üyesi olduğumuz zengin ve zengince ülkeler topluluğu OECD'nin genel sekreteri açıkladı:
"Toplumun en alt yüzde onu ile en üst yüzde onu arasındaki gelir farkı ortalamamız yedi kattan dokuz kata çıktı."
Sosyal adaletten uzaklıkta başı Meksika çekiyor. İkinci biziz. Üçüncü Amerika.
O ayıbın sıralamasında bir an önce gerilere düşmenin yolunu aramalıyız.
Tayyip Erdoğan ülkemizin toplam gelirini arttırmada gerçekten başarı sağladı. Paylaşımdaki uçurumları daraltmaya başlamanın aynı derecede önemli bir görev olduğunu göreceğini umuyorum.
Onu da başarırsa 2023 yılı ekonomisinin onunculuk koltuğuna daha rahat yerleşir, dünyaya daha gururla gülümseriz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA