Türkiye'nin en iyi haber sitesi
REFİK ERDURAN

Valérie'nin gözleri

Bir şeyin lafının edilmesiyle gerçeği arasındaki fark ancak yaşanarak anlaşılıyor. Cuma günü İstanbul'u bunaltan felaketi ertesi sabah basınımız birkaç sözcüklü "Avcılar'daki kaza trafiği felç etti" başlıklarıyla duyurdu. Ben faciayı göbeğinde yaşadım.
Metrobüs yolu yapımında çalışan kamyonlardan birinin sürücüsü boşaltma yaptıktan sonra damper kasasını indirmeyi unutmuş, çarptığı üst geçidi haşat etmiş. Çelik putrellerin dökülerek taşıtları ezme tehlikesine karşı trafik iki yönlü kesildi. Kilometrelerce uzayan kuyrukların büyük bölümü saat üç sularından akşam karanlığına kadar hareketsiz kaldı.
Şeritler arasında, direksiyon başında mahpustum. Öne, arkaya, sağa, sola bir metre kaymak olanaksızdı. İnsanlar birbirine sesleniyordu ama belanın nedeninden ve ne zaman giderileceğinden haber yoktu. Saatler geçtikçe kafayı üşütmemek için eşe dosta telefon etmeye başladım. Biri "Radyo Trafik diye bir istasyon var, onu aç" dedi. Frekansı da söyledi: 104.2.
İlaç gibi geldi. Durumu öğrendim hemen. Ama asıl teselli bilgi paylaşan, alternatif yol öneren, hiç değilse sabır dileyen sürücüler arasındaki dayanışmaydı. Nasıl içten, nasıl sıcak, nasıl insanca konuşuyorlardı, anlatamam!
Rahatladıkça fark ettim ne kadar özlemiş olduğumu o havayı. Ve düşündüm: Toplum genelinde de karşılaştığımız tıkanıklıklar yüzünden çıldıracak hale geldikçe birbirimizi tırmalayacak yerde azıcık dertleşme ve dayanışma denesek nasıl olur?

***

En son tırmalamak isteyeceğim insanlar kadınlardır. Birçok bakımdan üstünlüklerine inanır, dişisel özelliklerine hayranlık duyar, esrarengiz kişiliklerini anlamaya çalışırım. Kolay değil tabii. Çünkü kendilerini anlatırken birinin söylediği çoğu zaman ötekinin sözüyle çelişiyor.
Anti-feminist melunlar kadınların sorumluluk gerektiren yerlere getirilmelerine karşı çıkarken onlara âdet günlerinde güvenilemeyeceği tezini savunur. Ben öyle özel durumların öneminin abartılmaması gerektiğini belirtirim.
Ama Ayşe Özyılmazel kızımızın dünkü
"Ayda dört gün!" başlıklı yazısı kafamı karıştırdı.
Neler anlatıyor! Öyle günlerde Terminatör yatıyormuş içinde. Duman duman tütüyor, saldırgan oluyor, insanları ısırmak istiyormuş. Bir gözü yere, öteki göğe bakıyormuş.
Peki, şimdi kadın düşmanı yabanilerden biri bindiğim uçağın kadın pilotu âdet günündeyse keyfimin kaçıp kaçmayacağını sorduğunda ne cevap vereceğim? "Düşün ki duman duman tüten pilotun bir gözü yere, öteki göğe bakıyor" derse?
Şaka tabii, şaka. Hanımı o gün uçurmazsın, olur biter. Önemli olan: Dünyada erkeklere taş çıkartan kadınlar var. Onların güç kazanması herkesin hayrına.
Valérie'den söz etmiştim. Hollande'ın sevgilisi. Dün Fransız seçmenlerinin önemli bir bölümü asıl ona oy verdi. Az rastlanır bir zarafet, harika bir kişilik, müthiş bir zekâ. Gözünüz üstünde olsun.
Çünkü onun iki gözü yere ya da göğe değil, insan ruhunun ta içine bakıyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA