CHP'de herkes yerel seçimlerdeki yenilginin ya da en azından oy oranının beklentilerin altında kalmasının nedenlerini araştırıyor.
Biz de karınca kararınca katkıda bulunalım.
3 Kasım 2002 seçimlerinden bu yana izlenen politikalara ve performansa bakılarak, CHP'nin sıkıntıları iki başlık altında toplanabilir:
1- Belleğinin zayıf olması ya da söylemlerine inanmadığı için çok çabuk unutması.
2- Silahları elinden alınınca bocalaması, yeni hamleler yapamaması.
Meramımızı anlatabilmek için bir tutanaktan bölümler aktaralım:

Doğru söze ne denir
"Sorunların temelinde kamu kaynaklarının israfı anlayışı var. Yani şişkin bürokrasi. Halkın ve toplumun sırtındaki devlet yükünü azaltacağız, hizmeti artıracağız. Bakanlık sayısını azaltacağız, başbakanlığı küçülteceğiz, genel müdürlükleri azaltacağız, bürokrasiyi tıkayacağız.
Kalkınmayı sağlayacak olan toplumun girişimci potansiyelidir, gücüdür. Vergi politikası bunu engelleyici değil, teşvik edici şekilde olmalı. Vergi politikası, oranların düşürülmesi temeline dayanmalı.
İlk yapılması gereken iş, SSK'yı hastanecilikten çıkarmaktır. Bunu cesaretle söylemeliyiz. Bu Türkiye'nin meselesidir ve bunu çözmek bize düşecek. SSK hastane kuracak, işletecek, olacak iş mi? Hastaneler SSK yönetim kurulunun kumandasından çıkarılacak.
Ayrıca sosyal güvenlik sistemi sağlık açısından herkesi kapsayacak. Bizim önerimiz şu: O sosyal güvenlik sistemi içinde herkes doktorunu seçebilecek, sağlık kurumunu seçebilecek ve hastayla doktor arasında para konuşulmayacak.
Devlet-vatandaş ilişkisini yeni bir felsefeye oturtacağız. Devleti vatandaşın hakimi, vatandaşı da devletin yükü gibi anlama zihniyetine son vereceğiz. Devlet vatandaşa hizmet etmekten onur duyacak. İkincisi, devlet-vatandaş ilişkisinde güveni, vatandaşa inanmayı esas alan bir anlayışın içinde olacağız. Vatandaşın beyanı esas olacak..."

Ezberini şaşırmak
Bu paragrafları CHP Seçim Bildirgesi'ni hazırlamak amacıyla oluşturulan komisyonda 13 Ağustos 2002'de Baykal'ın yaptığı konuşmadan aldık. Bugünkü hükümetin icraatlarıyla ne kadar örtüşüyor, değil mi?
Baykal'ın gösterdiği ilkeler, bildirgeye de yansıdı. İşte örnekler:

*Devleti yeniden yapılandıracağız. Vatandaşa hizmet sunan, saydam, verimli ve demokratik devleti kuracağız.

*Devleti etkin ve verimli yapıya kavuşturacağız. Bakanlık sayısını azaltacağız. Genel müdürlükleri, daire başkanlıklarını, bölge ve il düzeyindeki bağlı kuruluşları Kamu Yönetiminin Yeniden Yapılandırılması Programımız çerçevesinde en alt düzeye indireceğiz.

*Yerel Yönetimler Reformu ile yerel yönetimleri yeniden yapılandıracağız.

*Enflasyonu 2004 sonunda tek haneli rakama indireceğiz, en geç 5 yıl içinde AB'nin Maastricht ölçütlerine ulaşmayı hedef alacağız.
Sonra ne oldu? Hükümet tüm bunları da tek tek gerçekleştirmeye başlayınca CHP "ezberini şaşırmış" duruma düştü.

Baykal, "Bizden AK Parti'nin bir kopyası olmamızı istiyorlar" diyor.
Hayır, tam tersine; sorun AK Parti'nin CHP'leşmesi, Sosyal demokrat görüşlü işadamı İshak Alaton'un dediği gibi, "Hem orta solun, hem ortanın, hem de orta sağın yerini doldurması..."
Bizce CHP sıkıntılarına bir de bu açıdan bakmalı. Köklü bir reformla, Kemal Derviş'in belirttiği, "Biz daha iyi yaparız" iddiasına yönelmenin koşullarını oluşturmalı. Alternatif olabilmesinin tek yolu bu...