Irak'ta El Kaide bağlantılı teröristlerin öldürdüğü Murat Yüce, çifte ihmalin kurbanı oldu:
ABD güçleri Türk TIR ve kamyonlarına eskort taahhüdünü etkin biçimde yerine getirmedi. Türkiye de bu ihmali gideremedi.
Böyle bir trajedinin başımıza gelmesi kaçınılmazdı. Çünkü ilgili kuruluşların feryat boyutlarına varan uyarıları ne yazık ki yankı bulmadı.
Örneğin Türk-Irak İş Konseyi, geçen yıl raporunda konuyu ayrıntılarıyla irdeledi. Gelişme olmayınca, aynı çağrıyı geçen ay tekrarladı:
"Irak'ın tüm yolları riskli. Haberleşme sorunları nedeniyle şoförlerimiz cep telefonu kullanamıyorlar. Bu da tedirginliklerini artırıyor. Yollarda güvenli TIR konaklama tesisi yok, park ettiklerinde hep korku içinde oluyorlar."
Raporda, "İlk aşamada Musul, Kerkük ve Bayji'de güvenli TIR konaklama tesisleri kurulması ve konvoylara eskort verilmesi için hemen girişimde bulunulması" önerildi.
Dileriz yeni kurbanlar vermeden etkin çözümler bulunabilir. Zira Irak'tan vazgeçilemez. Bu ülkeye 6 ayda 885.9 milyon dolarlık mal satıldı, bu da yıl sonunda 1.5 milyar dolarlık ihracat demek.
Yine bu ülkeye günde 3 bin TIR gidiyor. Bu da yılda 1 milyonu aşkın sefer demek. Kaç sürücüye ekmek parası sağladığını varın siz düşünün.
Irak ve ABD yetkililerinin önlem almaları sağlanıncaya kadar geçici çözümler de bulunabilir.
Örneğin ABD güçlerine mal taşıyan TIR ve kamyonlarda (Tehditler onları hedef alıyor) özel güvenlik elemanları görevlendirilebilir.
Ya da "Sınıra yakın bir yerde güvenli bölge oluşturulsun. Şoförler malları buraya bırakıp gelsin" önerisi değerlendirilebilir.
MÜSİAD'ın Irak raporundaki ifadeyle "İyi bir avcı olmak yetmez, ava çıkmak gerekir." Ama avlanmadan dönmeyi sağlamak da devletin görevi...