Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Seçim yılında reform

Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün AB'ye uyum maratonunda "2007'nin kayıp yıl olmayacağını" söylemesini takdirle karşıladık.
Türkiye'nin gündeminde AB'nin epey altlara indiği AB'nin gündeminde ise Türkiye'nin üstünün çizildiği bir dönemde moral tazelemek iyi birşey.
Üstelik Gül sadece moral değil, "Reform süreci kesintisiz sürdürülecek. Öncelikli yasalar Meclis'e sevkedilip kararlılıkla çıkarılacak" güvencesi de veriyor.
2004-2006 arasındaki reformlarda, kaldıraç, hatta itici güç işlevi gören "AB'nin siyasal etkisi", "Motivasyon", "Kamuoyu desteği", "Avrupa'nın inandırıcılığı" gibi pozitif etkenlerin artık büyük ölçüde kaybolmuş olmasını bir yana bırakıyoruz. Ama siyasi takvim bile bu yıl Gül'ün belirttiği hedefe ulaşmayı bir hayli güçleştiriyor.
Bu bizim değil, bir iktidar üyesinin tespiti. Türk Ticaret Kanunu Tasarısı'nı değerlendirmek için dün toplanan Adalet Komisyonu'nda, AK Parti Kastamonu Milletvekili Hakkı Köylü, Meclis'in seçimlere kadar yalnızca 60 günlük çalışma takvimi bulunduğunu bildirdi. O da seçimler zamanında yapılırsa.
Ancak iyimser bir yaklaşımla, AB Komisyonu'nun 2006 Türkiye İlerleme Raporu'nda sıralanan eksikler ve eleştiriler ne kadar azaltılabilirse kazanç olacağını düşünüyoruz. Ve her okuyuşumuzda canımızı acıtan bu eleştirilerin bir bölümünü hatırlatmakta yarar görüyoruz:
* Türk Ceza Kanunu ve Terörle Mücadele Yasası'ndaki ifade özgürlüğünü kısıtlayan hükümler duruyor.
* Siyasal ve toplumsal yaşamda asker ağırlığını ve etkisini sürdürmeye devam ediyor. (Sıralanan örneklerden birkaçı: Askeri bütçenin sivil denetiminin yetersizliği. Köy korucularının statüsünün belirsizliği. Vicdani ret sorununa çözüm getirilmemesi. Milli Güvenlik Siyaset Belgesi'nin Meclis'te görüşülmemesi. Komutanların siyasi konularda görüş bildirmeye, demeç vermeye devam etmeleri)
* Güneydoğu Anadolu'nun sosyo-ekonomik durumunu düzeltme yolunda ciddi adımlar atılmıyor. Bu bölge ile Türkiye'nin batısı arasındaki ekonomik uçurum azalacağına büyüyor.

Ne yaparsak kâr olacak
* Gayrımüslimler Lozan Antlaşması'nda öngörülen haklarını bile kullanamıyorlar. Sayılan örnekler: Heybeliada Ruhban Okulu sorununda gelişme görülmemesi. Bozcaada ve Gökçeaada'daki Rum malları için çalışma yapılmaması (AB Komisyonu'nun genişleme komiseri Olli Rehn geçenlerde "Konunun takipçisi olduklarını" bildirdi.) Azınlık vakıflarının mülkiyet hakları sorunu. (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin üç gün önce Fener Rum Erkek Lisesi Vakfı'nın iki mülküyle ilgili kararından sonra Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Vakıflar Yasası'nı değiştirmenin kaçınılmaz hale geldiğini kabul etti.)
* Daha Aleviler'in sorunları var, Romanlar, Süryaniler, Protestanlar, hatta Yahova Şahitleri var. Kürtler için ana dilde eğitim var.
* Daha siyasi partiler ve seçim yasalarında temsilde adaletsizliği giderecek değişiklik talebi var
* Daha yerel yönetimlerin güçlendirilmesi, dokunulmazlıkların daraltılması, adalet reformu beklentisi var.
* Daha kamu ihalelerinin şeffaflaştırılması, piyasalarda rekabetin güçlendirilmesi, kayıt dışı ekonomiyle mücadele edilmesi çağrıları var.
Dediğimiz gibi; bu uzun listeden biriki kalemin bile AB Komisyonu'nun 2007 İlerleme Raporu'nda eksilmesini gerçekten ciddi bir kazanç olarak kabul edeceğiz.
Dileriz Gül'ün reform takvimi, "Zaman yok" gerekçesiyle "Kendi haline bırakılan" yani rafa kaldırılan Türk Ticaret Kanunu Tasarısı'nın kaderini paylaşmaz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA