Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Adalet felç olursa

Türkiye eğitim ve yargı sistemlerini tepeden tırnağa yenilemeden ne yarınlara güvenle hazırlanabilir, ne de küresel oyuncu olabilir.
Çünkü eğitim de, yargı da çökmek üzere.
Eğitim sistemi üniversite kapılarında bekleyen yüzbinlerle, diplomalı işsizlerle ve katsayı kavgalarıyla çürüdü.
Yargı ise iş yükünden felç oldu, adalet dağıtamıyor. Bu da Anayasa'nın değiştirilemez 2'nci maddesinde sayılan "Hukuk devleti" niteliğinin fiilen ortadan kalkması anlamına geliyor. Bir de Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker'in de kabul ettiği gibi, adalet dağıtma işinin çetelere, mafyaya devredilmesine... Ve de toplumsal huzurun dinamitlenmesine...
SABAH'ın bugünkü haberindeki rakamlara bakınca ürpermemek mümkün değil: Geçen yıl yaklaşık 50 bin sanığı kapsayan 15 bine yakın dosya zaman aşımı, yani zamanında karara bağlanamaması nedeniyle düştü!
Yargıtay'da bekleyen dosya sayısı bir milyonu aştığına göre, hiç kuşkusuz yargının bu gizli affından bu yıl daha çok sanık yararlanacak, daha çok kişinin yaptığı yanına kâr kalacak. Ve tabii daha çok kişi de mağdur olacak.
Çözüm? Esaslı bir yargı reformu. Yetmez; bir de esaslı hukuk reformu.
Ne var ki, köklü bir hukuk ve yargı reformu yapabilmek için önce Anayasa'yı yenilemek gerekiyor.
Siyasi konjonktür buna elvermediğine göre, hukuk ve yargı reformu için de zerrece umut yok. Peki, bu koşullarda adalet dağıtamayan yargıya ve toplumda giderek yaygınlaşan "Herkesin kendi adaletini kendi vermesi" yaklaşımına teslim mi olacağız?

Pratik çözümler de var

Asla! En azından, Yargıtay'ın yükünü hafifletecek pratik çözümleri hayata geçirebiliriz. Örneğin, istinaf mahkemelerini. Ya da yasadaki adıyla Bölge Adliye Mahkemeleri'ni.
Evet; istinaf mahkemeleri kurulmasına ilişkin yasa çoktan çıktı. 26 Eylül 2004'te. Ve de 1 Nisan 2005'ten beri yürürlükte!
Yasa var ama mahkemeler ortada yok. Hep "Gelecek yıl tamam" diye diye bugünlere geldik. Yeni tarih: "2010 sonuna doğru devreye girecek." Umarız.
Yargının yükünü azaltacak bir başka pratik çözüm de "Mahkemesiz adalet" denilen arabuluculuk kurumunu bir an önce getirmek olabilir. Aslında bu konuda da epey çalışma yapıldı:
Hükümet programında "Uyuşmazlıkların hızlı, basit, az giderle ve etkin bir şekilde çözülmesini sağlamak ve böylece yargı organlarının iş yükünü azaltmak amacıyla, özellikle hukuki uyuşmazlıklarda alternatif çözüm yollarını öngören yasal düzenlemeler yapılacaktır" sözü verildi.
Sözü yerine getirmek için Adalet Bakanlığı "Hukuk uyuşmazlıklarında arabuluculuk kanunu tasarısı" hazırladı ve Meclis'e sevk etti.
Tasarı, AB Uyum komisyonu'ndan geçti, şimdi Adalet Komisyonu'nda. 13 Haziran 2008'den bu yana görüşülmeyi bekliyor!
Bu tasarı da istinaf mahkemeleriyle birlikte hayata geçirilecek şekilde yasalaştırılabilirse, hiç değilse önümüzdeki yıllarda kamu vicdanını kanatan örtülü yargı aflarıyla daha az karşılaşabiliriz.
Zira "Geciken adalet, adalet değildir" ama daha vahimi "Adalet dağıtamayan devlet, devlet değildir..."

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA