Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Atina'dan

Haftalardır yazıp çizdiğimiz, kim bilir daha kaç yazıya konu edeceğimiz Yunanistan'dayız. Başbakan Erdoğan'la birlikte Atina'ya geldik.
Heyetimizde on bakan, onlarca bankacı ve işadamı, epeyce diplomat var. Gezinin amacı, bir dizi (Toplam 22 adet) anlaşma imzalamak ve Türkiye-Yunanistan Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi'nin, yani ortak bakanlar kurulunun ilk toplantısını gerçekleştirmek.
Bu yazıyı kaleme alırken Erdoğan ikili görüşmelerine başlamıştı: Yunanistan Cumhurbaşkanı Karolas Papulyas, Başbakan Yorgo Papandreu, Parlamento Başkanı Filippos Petsalnikos, ana muhalefet Yeni Demokrasi Partisi'nin lideri Antonis Samaras, Atina Belediye Başkanı Nikitas Kaklamanis...
O nedenle bu yazıyı ilk izlenimlerimize ayıracağız.
Yunanistan için "Boğazına kadar krize battı" deniyor ama Atina'da hiç de öyle bir hava yok. Halk geçen yaz geldiğimizdeki kadar neşeli, şen-şakrak, keyifli ve de zengin...
Bu kalenderlik çeşitli nedenlere bağlanıyor:
Kimine göre, kemer sıkma paketlerine öfkesini göstermek için son haftalarda sık sık sokağa dökülen Yunanlılar artık yoruldu.
Kimine göre, protesto eylemlerinin hükümete ve onun tepesindeki AB ile IMF'ye geri adım attırmayacağı görülünce, sokağa dökülmekten vazgeçildi.
Kimilerine göre, Yunanlılar bağırıp-çağırmayı sonbahara bırakıp yazın tadını çıkarmayı tercih ettiler.
Kimilerine göre ise, "Komşu işini bilir", onca kemer sıkma önlemlerinin arasından sıyrılıp başının çaresine bakmayı becerir...
Biz Yunanistan gerçeğini en iyi, en doğru biçimde bu sonuncu nedenin veya gerekçenin anlattığını düşünüyoruz. Zaten okuduğumuz son raporlar, araştırmalar da bunu doğruluyor.
Örneğin 11 milyon nüfuslu ülkede sadece 5 bin kişi yıllık gelirinin 100 bin Euro veya üstünde olduğunu beyan etti. Evet, gelir vergisi bildirimlerine göre, sadece 5 bin Yunanlı'nın aylık geliri 8 bin Euro dolaylarında!
Bir başka örnek: Atina'nın zengin semti Kolonaki'de sıra sıra uzanan doktor kliniklerinde sıradan bir muayene 100 Euro'dan başlıyor. Ama Kolonaki doktorlarının hiçbirinin ama hiçbirinin yıllık geliri 15 bin Euro'yu aşmıyor! Yani "Zavallılar" ayda 1200-1300 Euro ile hayatlarını sürdürmeye çalışıyorlar.
En ünlü örnek de şu: 3.5 milyon nüfuslu Atina'da yalnızca 364 aile evlerinde yüzme havuzu bulunduğunu bildirdi. Oysa uydu fotoğraflarında 16.974 evde yüzme havuzu olduğu belirlendi. Bu "Devlet sırrı" Batı basınına sızınca, kimi yüzme havuzlarının üstünü yeşil branda ile kapatıp çim izlenimi vermeye kalkıştı, kimi suyunu boşaltıp bahçe malzemelerinin konulduğu beton depo diye yutturmaya çalıştı...
"Fakelaki'ler ne âlemde?" diye sordum bir Yunanlı dostuma. "Devam ediyor" yanıtı verdi ve gülerek ekledi: "Sadece biraz inceldi..."
"Fakelaki" Yunanca'da "Küçük zarf" demek. Yani içine rüşvet konulup okulda, hastanede, belediyede veya herhangi bir kamu kurumunda yetkilinin avucuna sıkıştırılan zarf...
Öylesine yaygın ki "Fakelaki"ler Yunanistan'da, herkesin birbirinin eline zarf sıkıştırdığını söylersek, pek de abartmış olmayız.
Resmi tahminlere göre devlet gelirlerinden yılda 20 milyar Euro kayba yol açan "Fakelaki"ler nasıl önlenecek, doğrusu çok merak ediyoruz.
Önlenecek; zira hükümet önlemler listesinin ilk sırasına rüşvet ve yolsuzlukla mücadeleyi yazdı. Hükümet geri adım atmaya kalksa, AB ve IMF tepesinde.
"Boş ver" dedi Yunanlı dostum ve caddeyi gösterdi: "Bu arabaları çalıştıracak benzin nasıl olsa bulunur..."
"Bu arabalar" dediği son model BMW'ler, Mercedes'ler, Jeep'ler, 4X4'ler... O kadar çok ki, ancak gözlerinizle görürseniz inanabilirsiniz.
Yunanlılar iyimser; rüyayı sürdürmenin bir yolunu mutlaka bulacaklarına inanıyorlar. Biz ise gerçekçiyiz ya da onların gözünde karamsar: Raporlardaki veriler doğruysa komşunun rüyası er-geç kâbusa dönüşecek.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA