Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERDAL ŞAFAK

Salvador deneyi

SABAH'ın bugün manşetten duyurduğu gelişme, dün de yazdığımız gibi, terörle mücadelede artık son kavşağın dönülmekte olduğunu gösteriyor. PKK önce ateşkes, yani eylemsizlik süresini 2011 seçimlerine kadar uzattı.
Şimdi Türkiye'deki örgüt üyelerini sınırın öte yakasına, Irak'a çekmeye hazırlanıyor.
Ondan sonra sıra hiç kuşkusuz silahların tamamen susmasına gelecek.
Yani PKK'nın silah bırakmasına ya da silahlarını bir daha eline almamak üzere depolamasına, belki de denetçiler gözetiminde imha edilmek üzere uluslararası bir kuruluşa teslim etmesine...
İşte bu, teröre barışçı çözüm bulma sürecinin en kritik aşaması olacak. Kuzey İrlanda sorununda en zor sınav IRA'nın silah bırakması ya da silahsızlandırılması müzakerelerinde yaşandı. Şu sıralar "Süresiz ateşkes" ilan eden ETA'nın varlığına son verip sadece siyasal faaliyette bulunması planı en çok terör örgütünün silahlarından arındırılması koşulunda zorlanıyor.
Ve nihayet dün yeni bir model olarak gündeme getirdiğimiz El Salvador'daki çözüm müzakereleri de uzunca bir süre, FMLN (Farabunda Marti Ulusal Kurtuluş Cephesi) örgütüne silah bırakmasının dayatılması nedeniyle tıkandı.
Sonunda çözüm süreci şöyle işledi:
Önce FMLN eylemlerine son verdi.
Bunu El Salvador ordusunun operasyonları durdurması izledi. (Not: Terörle mücadele sürecinde El Salvador halkının silahlı kuvvetlere güveni de epey aşındı. Örgütün saldırılarına, cinayetlerine, katliamlarına karşı çok kanlı, çok sert misilleme operasyonları yapması, örgütün yuvalandığı bölgedeki sivil halka da çok acı çektirmesi nedeniyle.)
Ardından iki taraf BM Genel Sekreteri'ne başvurup barışçı çözüm planı için devreye girmesini istediler.
İki tarafın destekçileri de girişime katıldı.
BM gözetimindeki müzakereler "İktidar simetrisi" zeminine dayandırıldı. Yani devlet ve onu temsil eden işbaşındaki yönetim demokrasi alanını genişletecek, karşı taraf yani FMLN kadroları da silahı bırakacak, örgütü siyasal partiye dönüştürecek ve taleplerini sandık yoluyla kabul ettirmeye çalışacaktı.
İki taraf için de makul, gerçekçi ve sürdürülebilir bir anlaşmaydı bu.
Anlaşma öngörülen tarihte törenlerle yürürlüğe sokuldu. FMLN örgütünün sürgündeki veya yurtdışındaki liderleri Joaquin Villalobos, Shafick (Şefik) Handal, Eduardo Sancho ve Francisco Jovel ülkeye döndüler ve silahlı kuvvetlerin komutanlarıyla yan yana barış şenliklerine katıldılar. Törenlerde daha birkaç ay önce rüyada görülse hayra yorulmayacak sahneler yaşandı: ABD'nin San Salvador Büyükelçisi William Walker, Washington'un yıllar boyunca "Bir numaralı düşman" gözüyle baktığı "Komutan Villalobos" ile kucaklaştı.
Daha sonra seçimler yapıldı, siyasi partiye dönüşmüş olan FMLN birçok milletvekilliği, belediye başkanlığı kazandı. Daha sonraki yıllarda da ülkenin en güçlü, en önemli iki-üç partisinden biri oldu.
Tabii örgütte, pardon partide zamanla kamplaşmalar, hesaplaşmalar, ayrışmalar oldu.
Örneğin örgütün kurucusu ve bir numaralı lideri olan Joaquin Villalobos partiden ayrılmak, daha sonra da siyasete veda etmek zorunda kaldı. Joaquin Villalobos şimdi ne yapıyor dersiniz?
Gitti, Oxford Üniversitesi'nde siyasal bilimler dalında doktora yaptı. Kartvizitine "Gerilla uzmanı" yazdırdı. Günümüzde "Amerikalılararası Diyalog" adlı kuruluşta görev yapıyor. Amerika kıtası devletleri ve halkları arasındaki ilişkileri geliştirmeyi amaçlayan bu kuruluşun diğer yöneticilerini de sayalım: Jimmy Carter (ABD eski Başkanı), Brent Scowcroft (Emekli general, birçok başkan döneminde Ulusal Güvenlik Konseyi üyesi), Bill Richardson (ABD eski Enerji Bakanı ve eski BM Büyükelçisi), Joe Clark (Kanada eski Başbakanı)...
Bir eski başkan, bir eski başbakan ve bir eski terör örgütü lideri aynı kurulda barış için çalışıyorlar!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA