Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SALİH TUNA

Siyasal İslamcı Kılıçdaroğlu

Sesli dinlemek için tıklayınız.

Bizim çocuk "Yeni albümü çıktı" der gibi, "Kılıçdaroğlu'nun yeni seccadesi çıktı!" deyince afalladım.
Hiçbir şeyden haberim yoktu. Gün boyu haberlere bakmamıştım.
"Nasıl yani oğlum?" dedim.
Cep telefonundan ilgili fotoğrafı gösterdi. Sevgili Kılıçdaroğlu yine ayakkabılarıyla seccadeye basıyordu. Öncekinden farklı olarak ikili fotoğraftı bu. Yani, "Kalabalıktı, göremedim!" diyeceği bir durum yoktu.
Gelgelelim, madem görmediğini söylüyor, beyan esastır.
Lakin sorun da burada; yani belirli bir duyarlığı ısrarla görmemesinde. Üstelik hem kalabalıklarda hem tenhalarda!
Sevgili Kılıçdaroğlu'nun muhafazakâr sosyolojiden oy kapma belasına orda burda, iftarlarda kendini gösterirken seccadeye ayakkabılarıyla basacak kadar görmemesi başlı başına ibretlik bir durum!
Oysa olduğu gibi görünüp göründüğü gibi olmayı deneseydi en azından seccadeyi görürdü.

***

İslam'ın politik yorumu başkadır, İslam'ı politik çıkar uğruna araçsallaştırmak başkadır.
"Siyasal İslamcılık" da zaten İslam'ı araçsallaştırmaktan başka bir şey değildir. İslami terminolojide bunun en hafif karşılığı riyakârlıktır. Ötesini söylemeyeyim.
Bu bakımdan "Siyasal İslamcı olarak Kılıçdaroğlu'nun portresi" başlıklı çalışmalar yapılsa yeridir.
"Mücahit Kılıçdaroğlu" deyince zıplayan muhteremler az sakin olun, anlatacağım.
Kılıçdaroğlu'nun Siyasal İslamcılığının, Gilles Kepel ve Oliver Roy gibi üçüncü sınıf oryantalistlerinin sömürge aydınlarının ağzına verdiği "Siyasal İslam" veya "Siyasal İslamcı" kavramlaştırmasıyla alakası yoktur.
Malumunuz, söz konusu oryantalistlerin maksadı Müslümanları yalıtma, yalnızlaştırma, nihayetinde ötekileştirmektir.
Zira bunların kavline göre Balıkesir Zağnos Paşa Camii'nde verdiği hutbede, "Camiler sadece namaz kılmak için yapılmamıştır, din ve dünya için neler yapılması lazım geldiği konusunda görüş alışverişinde bulunmak için yapılmıştır..." diyen Mustafa Kemal Atatürk tastamam "Siyasal İslamcılık" yapmıştır.
Aynı şekilde...
Fransız işgalciler Maraş'ta bayrağımızı surlardan indirdiği sırada cuma namazı kılmak için camiyi dolduran cemaate, "Müslümanlar, bir beldede cuma namazı kılmak için o beldenin hür olması gerekir. Eğer hürriyet yoksa, eğer sancağımız dalgalanmıyorsa cuma kılmak caiz değildir..." diye hutbe vererek Maraş halkını ayağa kaldıran Rıdvan Hoca da "Siyasal İslamcılıktan" başka bir şey yapmamıştır.
Çünkü bu oryantalist kafa, direnen İslam'ı "Siyasal İslam", direnen Müslümanları da siyasal İslamcı tesmiye etmiştir.

***

İllaki "Siyasal İslamcı" kavramlaştırması terennüm edilecekse...
Sahici bir inanışla bağlanmadığı halde politik çıkar maksadıyla İslam'ı araçsallaştıran riya ehli için söz konusu edilsin.
Bu ülkeyi "istiklal-i tam" yolundan döndürmek için kuşatan müstevliler her daim bu riya ehlini desteklemişlerdir...
Riyakârlığı dımdızlak ortaya çıkaran yöntemi de İmam-ı Şafi asırlarca önce dile getirmiştir:
"Fitne zamanı hakkı tutanları nasıl anlarız?" sorusuna, "Düşmanın okunu takip edin, o sizi hak ehline götürür" demiştir.
İmdi, elinizi vicdanınıza koyun ve şu soruya cevap verin:
Bugün küresel emperyalistler ve işbirlikçileri PKK ve FETÖ kimi destekliyor ve bunların oklarının hedefinde kim var?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA