Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ŞEBNEM BURSALI

Bilek güreşi ve 3 zafer cephesi

Enerjinin, doğal kaynakların olduğu yerde kavga bitmez. Hele ki; dünyadaki petrol rezervinin üçte ikisinin bulunduğu toprakların Orta Doğu olduğunu hatırlarsak; buradaki kargaşanın, karmaşanın ve çözümsüzlüğün sebebini daha iyi anlayabiliriz.
Ve bu paylaşımın kah etnik, kah dini, kah nükleer silah gibi kılıflarla meşruiyet kazandırılmaya çalışılan müdahale ve saldırıların perde gerisinde yatan gerçekleri de göz önünde bulundurmak lazım.
Son olarak Suriye'de 8 yılı aşkın süredir devam eden iç savaşın uzun süredir bu ülkenin iç meselesi olarak kalmadığını hep birlikte görüyor, gözlemliyor ve yaşıyoruz. Türkiye'nin en uzun sınırının olduğu komşu ülkede yaşanan her olumsuzluğun her açıdan doğrudan veya dolaylı Türkiye'yi etkilediği de bir başka gerçek. Ekonomik, sosyal, siyasal etkilerinden ziyade olayın en can alıcı etkisi; elbette güvenlik.
Sınırlarımızın dibinde on binlerce silah ve ağır mühimmat ile donatılmış, eğitilmiş teröristlerin varlığı, 40 yıldır mücadele ettiğimiz terör örgütü PKK'nın Suriye kolu olarak bilinen PYD-YPG'nin başka devletler tarafından palazlandırılması; sınırımızda yaşanan terör boyutunun artık Türkiye için beka sorununa evrimleştiği ortada.
İşte bu yüzden ne tesadüflerle sürecin şekillenmesi ne de oyundışı bırakılmamız üzere oynanan oyunlar ne de bizi dışlama çabaları;
Türkiye'yi yolundan döndüremez.
Çünkü; burada yaşananlar artık bizim için "Varlık-Yokluk" meselesi haline geldi.
Suriye sürecinde başat aktör konumunda olan Başkan Erdoğan'ın geride bıraktığımız hafta ABD ile Fırat'ın doğusuna yönelik yürüttüğü müzakerelerde elde ettiğimiz kazanımın üzerinden daha 5 gün geçmeden Fırat'ın batısını konuşmak üzere bir araya geldiği Putin zirvesini izleyen gazetecilerden biri olarak; bir kez daha hem böyle güçlü bir devletin, milletin bir üyesi olduğum için, böyle güçlü ve dirayetli bir lider ile temsil edildiğimiz için bir kez daha gurur duydum.
Detaylarla ilgili günlerdir çok yazılıp çizildiği için tekrara girmek istemiyorum.
Ama; şu kadarını bilmenizi isterim ki; hem bu zirve öncesi hem zirve sonrasında Başkan Erdoğan'ın liderliğini, bu tarihi müzakereyi ve zaferi birlikte yürüttüğü bakanlar, bürokratlar ile uyumunu ve en kriz anında bile yönetiş ve vizyon derinliğine tanıklık etmek, çeyrek asırlık gazetecilik hayatımın en müstesna tecrübelerinin başında geldi. Günümüz uluslararası ilişkilerinin ülkeler arası olması kadar artık neredeyse liderler-kişiler arası münasebetlerdeki ustalıkla izah edildiğine bir kez daha tanıklık ettik.
Başkan Erdoğan'ın 17 yıllık devlet tecrübesi, ikili ilişkileri müthiş yönetme kabiliyeti ile vizyonunu da ortaya koyduğu bu müzakere süreçlerinin her biri, tarihin tüm ezberlerini bozan, yeniden yazdıran kazanımları doğuruyor.
5 gün içindeki ABD ve Rusya uzlaşmalarının tarihsel sonuçlarına bakınız:
1- PKK ve ona destek olan diğer ülkelerin kırk yıllık "Kürt devleti" hayali artık tamamen sona ermiştir.
2- Suriye'nin bölünme süreci artık bitmiş ve siyasi çözüm için düğmeye resmen basılır hale gelmiştir.
3- Bizim açımızdan sınır güvenliğimizi tehdit meselesi artık ona ermiş, güvenli hale gelmiştir.
Var mı başka sözü olan?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA