Fenerbahçe dün geceki galibiyetle grubunda 10 puana ulaştı. Bundan sonra alacağı iki beraberlik bile sarı-lacivertlileri grup lideri yapacak. Öncelikle Sow'dan bahsedelim. Çok iyi bir gol attı. Ama attığı gol dışında başka şeylerinden de bahsetmek lazım. Sürekli arayış içinde ve mükemmel koşular yapıyor. Sanki bundan bir ay önce geçmişteki bir sakatlığı doktor tarafından dile getirildikten sonra hırs yapmış gibi çok iyi oynamaya başladı. Dün gecenin pozitif bir tarafı da Fenerbahçe'nin rakibine pek fazla pozisyon vermeyişi oldu. Kabul edilebilir ki Limassol mütevazı bir takım, kalitesi de ortada. Ama Fenerbahçe'nin kolay takımlara verdiği o kadar çok pozisyon var ki.
İlk yarıda Fenerbahçe iki gol buldu. İlki bir kornerde Kuyt'ın becerisi ile geldi. İkincisi de yukarıda da dediğimiz gibi Sow'un mükemmel vuruşuyla. Bu yarıda Fenerbahçe'nin pek fazla rakip yarı sahada görünmeyişinin temel nedeni ise Mehmet Topal ve Meireles'in hücumu desteklememeleri. Ama zaten bu Fenerbahçe'de hep beklenebilir. Cristian dışında hücumu zorlayacak, yaratıcı olabilecek fazla bir orta saha oyuncusu yok.

Belki de bir ilk yaşandı
Sonuçta ilk maç Marsilya deplasmanı. Bir beraberlik her şeyi bitirip Fenerbahçe'yi üst tura çıkartacak. Fenerbahçe bunu başarabilir mi; tabi ki başarır ve başaracağına da inanıyoruz.
Sanki Fenerbahçeli oyuncular Avrupa maçlarına daha fazla konsantre oluyorlar. Bu genelde doğaldır ama ligimizdeki maçlarda mütevazı takımlara karşı yaşanabilecek bir zaaf çok önemli sıkıntılar yaratır.

Kırmızı kart doğruydu
Dün gece belki de dünya futbol tarihinde bir ilk yaşandı. Önce Selçuk'un kafası, sonra da Sow'un ayağına çarpan top bir salise farkla aynı direğin aynı noktasına çarptı. Bu da belki işin magazini.
İzlandalı hakem için kolay maç oldu. O da iyi yönetti. Limassollu Ouon'a bariz gol şansını engellemesinden dolayı verdiği kırmızı kart doğruydu.