G.saray'ın maliyeti yüksek yıldızlarla kurduğu takımın güçlü imajı spor kamuoyundaki herkes gibi hakemleri de etki altına almış... Bu erken ve büyük derbiden önce.. Taraftar "G.Saray maçı alır" diyebilir. Basın "Maçın favorisi Galatasaray" öngörüsünde bulunabilir. Siyah-Beyazlı futbolcular bile rakibini daha güçlü ve daha şanslı görebilir. Ancak maçın hakemlerinin bunları düşünme hakkı da haddi de yoktur.
Çünkü adalet dağıtmaları için önyargılardan arınmaları şarttır. O zaman adaletin terazisi şaşar, o denge güçlüden, favoriden yana kayar. Dün olduğu gibi... Beşiktaş'ın galibiyetine 5 dakika kala hakemlerin oyuna müdahale ettiği gibi.. G.Saray'ın favori gösterilmesinin altında kaldı Bülent Yıldırım ve yardımcıları...Hem de bu ülkede en çok inandığım ve sevdiğim hakemlerin başındaki Yıldırım...
UjfalUsi'nin bir ileri bir geri son adamın yapmaması gereken hareketlerin ardından topu kapan Batuhan kaleye giderken faul diye kesilmesini bir ölçüde algıda yanılma olarak kabul edebilirim.
Ancak bu pozisyonun hemen ardından Türkiye'nin en iyi hakemlerinden birinin hakim olduğu pozisyonda yardımcısı Erdinç Sezertam'e uyup penaltıyı vermesini kabul edemem. Burak'ın hem ceza sahası dışında başlayan düşüşüne hem de kendini bırakan hareketine görüntüleri izleyince Bülent Yıldırım'ın vicdanının sızlayacağından adım kadar eminim..
Bu ülkenin iyi hakemleri etki altında kalır ve hatalar yaparsa kimin adaletine sığınacağız. G.Saray'ın bu Burak'ın artistik penaltılara ve hakem kararlarına ihtiyacı mı var! Hakemin adaletsizliğine sığınanlar, bir gün ilahi adaletle karşı karşıya kalırlar. Beşiktaş gelgitler yaşasa da Sivok-Escude ikilisi alarm verse de galibiyeti bitime 5 kala hak etmiştir. Beşiktaş, favorisi olmadığı büyük bir maçı alnının akıyla çıkarmıştır. Gelecek adına umut vermiştir. Beşiktaş'ın 4 şeye ihtiyacı var. 1- Özgüven. 2- Oyun bozmadaki becerinin oyun kurmada ve hücum organizasyonuna da uygulanmasına... 3- Sivok- Escude'nin balans ayarının yapılmasına... 4- Kaliteli bir golcüye ve sol açık oyuncusuna ihtiyaç var.