Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ERMAN TOROĞLU

Bu nasıl kurumsallık?

Beşiktaş'a kim başkan olur veya yönetici olursa F.Bahçe ile G.Saray'ın basında daha fazla yer aldığını, kendilerinin 3'üncü pozisyona itildiğini söylerler ve şikayet ederler. Peki bu olayda hiç mi kendilerini tartışmazlar, anlamak mümkün değil.
Şimdi Beşiktaş ile ilgili bazı şeyler yazacağım. Eğer Beşiktaş yönetimi ve taraftarlarından yazı ile ilgili tepkiler gelirse yine bu sütunlarda yazacağım. O meşhur silahların sıkıldığı, futbolcuların ve menajerin yaralandığı ve hepsinin şans eseri ölümden döndüğü geceye gidelim. Tarihine bir bakalım; 21 Nisan. Tamı tamına üzerinden 1.5 ay geçmiş. Bu silahı çekip de ateşleyen vatandaş hala nasıl yakalanmaz? Bu şahsın yakalanmamasında Beşiktaş yönetiminin payı ne kadar var? Ben size söyleyeyim, yüzde yüz. Eğer bu olayın içinde F.Bahçeli veya G.Saraylı bir oyuncu olsaydı, o silahı ateşleyen şahıs üç gün içinde yakalanırdı. Evet mi hayır mı? İsterseniz kamuoyuna soralım. Cevabı 'Yüzde yüz yakalanırdı' olacaktır.
Şimdi dönelim Beşiktaş'ın idari yapısına ve etrafımıza baka baka sorularımızı yöneltelim. Fikret Orman başkan oluyor. Geldiğinde söylediği cümle şu: "Kurumsal bir yapıya bürüneceğiz. Ve herkes kendi işini yapacak."

APOLETLİ BOLLUĞU VAR

Buraya kadar çok güzel. Bir anda Önder Özen isminde bir arkadaş çıkıyor ve vazifeye başlıyor. Bu arkadaşın makamı futbol patronu, direktör. Sonra yönetim kurulundan Deniz Atalay isimli arkadaş çıkıyor, transferden sorumlu yönetici olarak ona da bir apolet veriliyor. Sıkı durun, yine yönetim kurulundan Erdal Torunoğulları isimli arkadaşa da yurt dışı transfer sorumlusu unvanı veriliyor.
Henüz bitmedi. Ahmet Kavalcı da futbol A Takımı'ndan sorumlu apoleti veriliyor. Şimdi bu kadar apoletin olduğu yerde kim hangi işten sorumlu veya kimler hangi işten sorumlu? Yahu arkadaş transferlerden kim sorumlu? Takımdan kim sorumlu? Bunun cevabı Beşiktaş başkanına göre kurumsal olmak. Şu anda Beşiktaş'taki durum pek kurumsallığı göstermiyor ama bana İzmir'in çok güzel bir yemeği var, sandviç. Onu gösteriyor. Bu sandviçin içine ne bulursan koyarsın. Bir de yumurta kırarsın, al sana kumru. Beşiktaş'ın şu andaki görüntüsü bu.
Sonra da bakıyorlar ki işler arap saçı, kimin ne halt yaptığı belli değil. Futbol patronu, direktörü Önder Özen "Bundan sonra olayın içine başkan Fikret Orman da girecek, ben rahatlayacağım" diyor. Aslında Önder Özen istifa etse Beşiktaş'ta herkes rahatlayacak. Çünkü şu ana kadar yapılan işler fiyasko. Otorite deseniz o da zaten yok. Herkes stadın arkasına sığınmış, "Stat biterse her şey iyi olacak" diyorlar. Yalnız size bir şey söyleyeyim; Stat bittikten sonra da size oraları yedirmezler. Yıldırım Demirören aportta bekliyor.
Beşiktaşlılara yine bir soru yöneltiyorum; "Kongre üyelerinin kaçının aidatı toplu olarak hangi isimler tarafından yatırılıyor?" Acaba bana cevap verebilirler mi? Çok merak ediyorum.
Biliyorum yönetim bu yazıya sinirlenecek. Yalnız arkadaşlar milleti de aptal zannetmeyin. Beşiktaşlılar arka tarafta neler oluyor diye merak ediyor. Ben onların meraklarını gidermek için böyle bir yazı yazıyorum. Yönetim de çıksın merakları gidersin. Çünkü bu yönetim Yıldırım Demirören ve ekibi hakkında o meşhur tarafsız mali kuruluşun raporunu hala açıklayamadı.

ÖDEYENE YAZIK DEĞİL Mİ?
Neden? Fikret Orman'a göre bu işten Yıldırım Demirören de zarar görür, Beşiktaş da. Ama bu kulüpler, bunların içinde Beşiktaş ve G.Saray da var, Maliye Bakanı'na gidip, Başbakan'a gidip mali af istiyorlar. Peki vergilerini zamanında yatırıp adam gibi vazifesini yapan kulüplere yazık olmuyor mu? Türkiye'de olmuyor. Onlar kerizler, diğerleri de akıllı. Sistem Türkiye'de böyle yürüyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA