Fenerbahçe için geçen haftaki köşemde şöyle bir analiz yapmıştım: "Erciyes deplasmanındaki çok kötü futbolun bir tek nedeni, fiziki tükeniş içindeki 3 forvetin de hiçbir icraat yapamayışıydı. Bu durumda diğer futbolcuların olumlu performans göstermeleri mümkün değil.
Alper'in yapısı orta saha kimliğinde olsa da ileri ucun kenarlarında görev verilirse adam eksilten ve ileriye doğru mesafe kat eden özellikleriyle takıma katkı sağlar.
Gerektiğinde Caner de kanat forveti olarak görev alabilir."
Fenerbahçe, Mersin karşısında sezonun en iyi oyununu oynadı.
Defans ve orta saha geçen haftanın aynısıydı. Ama ileri uçta işin rengi değişmişti. Alper, hem sol kanada ofansif zenginlik getirdi hem de geriye dönerek rakibin çabuk ve tehlikeli forveti Nakoulma'yı bozdu ve Caner'in yükünü azalttı.
Kuyt, bu sezon en çok koştuğu az sayıdaki maçın da üstüne çıktı. Sow da sevdiği santrfor bölgesinde istenilen düzeyde olmasa da biraz daha hareketliydi. Böyle olunca da istedikleri ortamı bulan defans ve orta sahadaki oyuncular alışılmış pas trafiğini sağlamada, başarılı olurken genel performansları da yükseldi. Bu hafta sonu F.Bahçe'yi çok zor bir maç bekliyor.
Başakşehir, Abdullah Avcı yönetiminde günümüz futbolunun istediği ilkelerin çoğunluğunu yerine getiriyor. Basit bir oyun modelleri var. Oyun disiplinleri iyi. Top rakipteyken uyguladıkları iyi yerleşimli alan savunmaları ise mükemmele yakın. Bu maçın sonucunu şimdiden merak ediyorum.
Büyükler her kupayı ister!
Başkan Aziz Yıldırım'ın zaman zaman eleştirdiğim beyanatları oldu. Ama en sonuncusunu çok yadırgadım. "Türkiye Kupası'nda iddialı değiliz..." Dünyadaki bütün büyük takımlar, her kupayı müzelerine götürmek isterler. Barcelona ve Real Madrid, Şampiyonlar Ligi'nin de favorilerinden ama İspanya Kupası'nı hiç gözardı etmiyorlar. Fenerbahçe bu sezon Avrupa kupalarında da yok. Başkan neden "Türkiye Kupası'nda iddialı değiliz" diyor inanılır gibi değil. 2 sene evvel kazanılan Türkiye Kupası camiada coşkuyla kutlandı. Pazar günü kadın basketbol takımı, Türkiye Kupası'nı kazandı. Büyük sevinç vardı. Fazla söze gerek yok.
TFF'nin çifte standartları
TFF'nin Disiplin ve Tahkim Kurulu'nun yanlış kararları kadar uygulanan çifte standartlar beni rahatsız ediyor. Geçen seneden çarpıcı bir örnekle başlayayım... Samsunspor ile Mersin İdmanyurdu, Süper Lig'e yükselmek için play-off finali oynayacaklar. Samsunspor'a 1 maç seyircisiz oynama cezası verilmiş.
Bu ceza normal olarak play-off finalinden sonra uygulanır. Tarafsız sahada oynanan bir final maçında bir takımın seyircili bir takımın seyircisiz olmasına dünyada ilk kez şahit oldum! Play-off finalinde kaçak stada giren Samsunsporlu taraftarlar güvenlik güçleri tarafından dışarı çıkartıldı. Final de rötarlı başladı. Geçen hafta deplasman yasağı olan Galatasaray taraftarı kaçak girdiği G.Birliği maçından çıkartılmadı. İşte çifte standart!
İkinci olaya gelince: Bursalı Josue ve Karabüklü Mabiala bilerek ikinci sarıyı gördükleri için bir ilave cezaya daha çaptırıldı. Ama Mersin'den Vederson aynı şeyi yapmasına rağmen ceza almadı ve Fenerbahçe maçında oynadı. İşte bu da başka bir çifte standart.
