Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖMER TAŞPINAR

Suriye'de kriz Ankara'yı zorlayacak

WASHINGTON

Arap dünyasında bu yıl başından itibaren başlayan ve bitmek bilmeyen halk hareketlerinin yarattığı domino etkisi devam ediyor. Açık söylemek gerekirse Amerika'da kimse Suriye'de rejimin bu kadar çabuk sarsılacağını beklemiyordu. Suriye'de beklenmedik bir çabukluk içinde gerçekleşen kitle gösterileri ve yüksek sayıda ölü sayısı tabii ki aynı zamanda Türk dış politikası için de ciddi bir sınav oluşturuyor. Suriye'de neler olacağı ve Başar Esad rejiminin bu kitle hareketleri karşılığında nasıl bir strateji izleyeceği Türk-Amerikan ilişkileri açısından da belirleyici bir öneme sahip olacak.
Suriye'de olup bitenin Libya'ya yapılan askeri müdahalenin gölgesinde geliştiğini unutmayalım. Batılı ülkelerin başını çektiği NATO operasyonu Libya'da dengeleri yavaş yavaş değiştirmeye başladı. Henüz Kaddafi muhalifleri zafer ilan etmekten çok uzak durumdalar. Ama en azından Bingazi sağlama alındı ve önemli bir kıyım önlendi. Washington'da sorulan başka bir soru Kaddafi rejimine gösterilen askeri tepkinin Arap dünyasında devam eden demokrasi hareketleri üzerinde nasıl bir etki yapacağı. Genel kanı Batı'nın Libya'daki askeri operasyonunun bölgede demokrasi lehine olduğu yönünde. Yani halk hareketlerinin otoriter rejimlerce kanlı şekilde bastırılmasına Batı'nın göz yummayacağı yönünde açık bir sinyal verildiği kabul görüyor. Tabii ki Bahreyn'de olup bitene Washington'un ses çıkarmaması ortada gene de çifte standart sorunu olduğunu gösteriyor. Bilindiği üzere Suudi Arabistan, Bahreyn'deki halk hareketinin bastırılması için bu ülkeye asker yolladı. Bu konu tahmin edileceği gibi Batı basınında ön planda değil. Bahreyn'de İran'a yakın Şii bir rejim kurulması başta ABD olmak üzere hiçbir Batı ülkesinin işine gelmiyor tabii ki.

Bahreyn 5. filonun ev sahibi
Gene unutmamak gerekiyor ki, Bahreyn Amerika'nın Körfez'deki en önemli deniz gücü olan 5. Filo'ya ev sahipliği yapıyor.
ABD'yi zorlayan başka bir unsur da Bahreyn'deki nüfusun büyük çoğunluğunun Şii oluşu. Oysa ülkeyi yöneten hanedan Sünni. Şii halk haklı olarak kendini Sünni yönetim tarafından ezilmiş hissediyor.
Sistemik bir ayrımcılık var Bahreyn'de. Durum böyle olunca Washington'un işi daha da zorlaşıyor. Demokratik tavır Bahreyn'deki hanedanı kınamayı gerektiriyor. Peki ya Bahreyn kendisini kınayan ABD'ye "o zaman çek git" derse ne olacak? ABD'nin çekildiği Bahreyn İran yörüngesine girerse ne olacak? Katar ve Suudi Arabistan, Körfez'de güçlenen İran'a karşı ne yapacak?
İşte bütün bu zor sorulara cevap arayan Washington net bir pozisyon almakta zorlanıyor.
Halkın üzerine silahla giden Bahreyn'e karşı fazla eleştirel olamayan Amerika, şimdi Suriye benzer bir şekilde halka karşı şiddet kullandığı zaman sert tavır alınca tabii ki çifte standart uygulamakla suçlanacak. Türk dış politikasında Suriye'deki kriz nedeniyle zor bir döneme giriyoruz. Umarım Başar Esad bir an evvel ciddi reformlar konusunda sadece vaatler vermekten vazgeçer ve somut adımlar atarak değişime başlar.

Uzlaşma ABD'yi rahatlattı

Son olarak da biraz Türk-Amerikan ilişkilerinin Libya nedeniyle son geldiği noktaya bakalım. Libya konusunda NATO'da varılan uzlaşma Washington'u son derece rahatlattı. Zira Obama için NATO'nun ön planda olması çok önemliydi. Ankara'nın geç de olsa Batılı müttefikleriyle aynı platformda buluşması da aynı şekilde Obama yönetimini rahatlattı. Şimdi muhtemelen Washington Türkiye'den Suriye'de reform yapılması için yardım isteyecek. Ne de olsa Ankara'nın Şam üzerinde en etkili Batılı müttefik olduğu biliniyor. Suriye meselesinin Türk-Amerikan ilişkilerinde bir krize dönüşmemesi Şam'da bir an evvel ciddi reformlar yapılmasına bağlı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA