Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ÖMER TAŞPINAR

Amerikan kapitalizmine başkaldırı yayılıyor

WASHINGTON

Amerika gelişmiş kapitalist ülkeler arasında gelir dağılımı en bozuk ülke. Yapılan son araştırmalara göre ABD'de toplumun en zengin yüzde biri son 30 yılda gelir seviyesini yüzde 275 artırırken, en fakir yüzde 20 gelir seviyesinde sadece yüzde 17 artış görmüş. Bu durum aslında sadece gelir dağılımı bozukluğuna işaret etmiyor. Daha önemli bir sorun var ortada: fakirlik yapısal hale geliyor. Oysa fırsatlar ülkesi Amerika'da, ABD rüyası denen şey sınıf atlamak üzerine kuruluydu. Son otuz yıldır Amerikan rüyasının dar gelirli kesim için bir kâbusa döndüğünü görüyoruz. Milyonlarca ABD'li için fakirlikten kurtulmak, yani sınıf atlamak, neredeyse imkânsız hale gelmiş durumda. Bunda kuşkusuz ABD'deki sosyal devlet kavramının Avrupa'ya oranla çok daha zayıf olmasının payı büyük.
ABD'de son zamanlarda şehir merkezlerinde beliren "Wall Street'i işgal et" hareketinin en temel şikâyeti de bu gelir dağılımı bozukluğu zaten. Kendini toplumun yüzde 99'luk çoğunluğu olarak gören bu kesim, yüzde bir olarak tanımladıkları Wall Street'e karşı bir toplumsal başkaldırı istiyor. Temel talepleri daha insancıl bir kapitalizm ve daha dengeli bir gelir dağılımı. Bunu gerçekleştirmek için sosyalist bir sistem istemiyorlar tabii ki. İstedikleri, fakat slogan halinde ifade edemedikleri şey "fırsat eşitliği." Peki, fırsat eşitliği nasıl gelişir? Dar gelirli kesimden orta sınıf seviyesine geçişin anahtarı eğitim. Kaliteli eğitim alanlar çok daha rahat bir şekilde sınıf atlıyor. Fırsat eşitliği kavramının temelinde herkesin kaliteli eğitime ulaşma hakkı yatıyor.
Amerika'da en büyük sorun eğitim alanında böyle bir fırsat eşitliğinin bulunmayışı. Dar kesimden aileler çocuklarına kaliteli eğitim veremiyor. Sosyal devletin zayıflığı kendini en çok eğitim sektöründe gösteriyor. ABD ve Avrupa arasındaki en büyük farklardan biri bu alanda. ABD'de devlet okulları ancak çok zengin mahallelerde kaliteli eğitim veriyor. Fransa ve Almanya gibi ülkelerdeyse ilk ve orta öğrenimde devlet okulları daha yüksek bir standart tutturmuş durumda. ABD'de fakir gettolarda okulların hali içler acısı. Birçok araştırmaya göre bu okullardan ilköğretim diploması alan öğrencilerin yüzde 20'si okuma yazma bile bilmiyor. Yapılan başka bir araştırmaya göre Washington gibi bir şehirde siyah nüfusun yüzde 30'u okuma ve yazma konusunda zorlanıyor. Washington nüfusunun yüzde 70'lik bölümünün siyahî olduğunu hesaba katarsanız sorunun boyutları daha açık şekilde ortaya çıkıyor.
Fırsat eşitliği okulda başladığına göre bu soruna tek çözüm devletin bu alanda daha fazla yatırım yapması. Daha fazla yatırım için en zengin yüzde 1'den daha fazla vergi toplamak gerekiyor. Yani bir bakıma vahşi kapitalizmden sosyal devlet kavramına geçiş gerekiyor. Wall Street karşıtı ayaklanma ile Obama'nın izlemek istediği ekonomik politika işte bu noktada örtüşüyor. Zaten biraz da bu nedenle Obama, Wall Street karşıtı gösterilere sempati ile yaklaşıyor. Öte yandan işin en zor tarafı zamanlama. ABD'de kamu borçları ve bütçe açığı son iki yıldır rekor oranda arttı. "Çay Partisi" gibi sosyal devlet karşıtı oluşumlar sağ kesimde çok güçlendi. Bu ortamda eğitim ve fırsat eşitliği için daha fazla kamu harcaması yapmak Obama açısından çok zor.
Sonuç olarak Obama ve ABD ciddi bir ikilem içinde. Bir yandan gelir dağılımı hızla bozuluyor ve kapitalizme karşı başkaldırı gittikçe büyüyor. Öte yandan bu sorunu çözecek sosyal devlet için harcanacak para yok. Vergileri artırmak tek çözüm gibi. Ama Kongre'deki Cumhuriyetçi çoğunluk buna karşı çıkıyor. Bu gidişle Wall Street'e tepki daha çok yol alacak gibi gözüküyor.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA