Meclis'e sunulan yasa tasarısı, adaletsiz üniversite sınav sistemini düzeltmiyor; sadece imam-hatiplerle birlikte meslek liselerinin de önünü açıyor..
Genel liselerle eşit hale getiriyor..
Yani imam-hatip öğrencilerinin ağzına bir parmak bal çalınıyor..
Deveye neren eğri diye sormuşlar, nerem doğru ki demiş ya; bizdeki sınav sistemi de tamamen böyle..
Baştan aşağı yanlış, adaletsiz..
Neden mi?
Her şeyden önce lise eğitimi diye bir eğitim kalmadı.. Liselerin yerini dersaneler aldı..
Aslında daha da vahimi, okullar da dersane oldu..
Okullar da artık dersane kuruyor, kendi öğrencilerini dersanelerde yetiştiriyorlar..
Bakanlık okula gitmeme süresini 45 güne çıkararak zaten sistemin iflas ettiğini ilan etmişti..
Eskiden lise son sınıflar son iki ay okula gitmezdi.. Şimdi lise ikinci sınıflar bile okula gitmiyor.. Çünkü lisede öğretilenler üniversite sınavında bir işe yaramıyor..
Yarasa, her yıl 400 bin öğrenci dersaneye gider miydi?
500 milyon dolarlık bir sektör oluşur muydu? 1500 dersane kurulur muydu?
Gelelim olayın bir başka boyutuna.. Her okulun puanı var.. Öğrencinin aldığı puanlara etki ediyor.. İlk bakışta doğru bir sistem..
Bazı okullar işi sıkı tutuyor, öğrenci yüksek başarı puanı yakalamak için gece gündüz çalışıyor.. Bazı okullar ise gevşek.. Öğretmenler bol keseden not dağıtıyor.. Bu iki okulun eşit puanda olması adaletsiz..
Eğer okul puanları eşitlenirse, iyi okullar, ağırlıklı eğitim yapan okullar boşalır.. Herkes başarı puanını yükseltmek için kenarda kö- şede kalan okulları seçer..
Şimdi diyebilirsiniz ki, o okulun yetiştirdiği öğrenci ile diğerininki bir mi?
Hayır ama başta söyledim.. Lise eğitimi bu ülkede bir işe yaramıyor.. İyi bir lise eğitimi almak, üniversite sınavını kazanmak anlamına gelmiyor..
İyi eğitim veren liseleri korumak, hatta teşvik etmek için okul puanı getirildi..
Ancak madalyonun bir de arka yüzü var.. Öğrenci gece gündüz çalışıyor, kendini yetiştiriyor.. Okul puanı düşük diye istediği üniversiteye giremiyor.. İyi okullardaki vasat öğrencilerden üstün olmasına rağmen onlar giriyor, kendi giremiyor..
Bu açıdan bakarsak da adaletsiz bir sistem.. Öğrencinin eli kolu daha liseye başlarken bağlanıyor..
Örnek mi?
Geçen yıl 2 bin 157 okul birincisi üniversiteye giremedi..
Bunun iki nedeni var.. Ya bilgi ve birikimlerinin eksikliğine rağmen, bol keseden not alarak okul birincisi oldular.. Ya da düşük okul puanlarının kurbanı oldular..
Ya bu ya öteki..
Nasıl değerlendirirseniz değerlendirin, sınav sisteminin karmaşık ve adil olmayan yönlerinin varlığı, somut bir gerçek..
Liseler ortadan kalktı diyoruz.. Peki liselerin yerini ne aldı?
Üniversiteler.. Üniversiteler liseleştirildi..