Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Neşe dolduk vallahi

Sevgi'nin Günlüğü

"Bizim zamanımızda böyle miydi.."
(Sene 1946/58) Haftada en az beş defa büyüklerimizden duymaya alışkın olduğumuz cümle girişleridir. Biz gençleri "İmdaattt" noktasına getiren ancak söyleyenin koltuklarını kabartan laflardır bunlar. Hele en uygunsuz vakitlerde edildi mi (Sevgilinizin, patronunuzun yanında) gerilip en yakın camdan atlayasınız gelir.
Bazen hadise duygu sömürüsü kıvamında değerlendirilir. Örneğin anneniz gece gezme, sevgili tanıştırma, arkadaşlarla tatile çıkma arzularınıza buzz gibi "Biz anamıza teklif bile edemezdik" kalıbını yapıştırır. Amaç; vize verilse de kıymetini bildirmek ve potansiyel izinleri minimum seviyeye çekmektir. (Kızın gözünü açtı anneee!)
"Bizim zamanımızda" muhabbetlerini dinleyip de iplemiş genç tanımadım.
Ya kayınvalidesinin lapa pilavını yiyen gelin misali sahteden sırıtırız, ya da intikam günlerini düşleriz. Tabii gelecek nesillerden. Yıllar yılı küçüklüğümden dolayı ezilmelerimin, "1945'te doğamadım gitti" yakarışlarımın, "Onların zamanından bana ne yaaa" isyanlarımın mutlu sonu!
Elbette 23 Nisan, bu yaşta başka ne olabilir ki? Bayram desen Bodrum'da geçer, çok şükür ihtilal falan görmedik, "Bizim zamanımızda McDonald's vardı" diyecek halim yok. Geriye kaldı 23 Nisan, neşe doluyor insan!
Yeni nesil dikkat! Eski 23 Nisanları yazıyorum. (Yüzünü ekşitenin Game Boy'u bozulsun inşallah).
23 Nisan ilkokullarda kutlanır ve sınıflar bayraklarla süslenir, 23 Nisan şiirleri, şarkıları okunur. Gösterilere katılanlar birkaç hafta önceden çalışmalara başlarlar. Bir keresinde halk oyunlarına girmiştim de, çarığım gıcık Seda'nınkiyle karışmıştı (yürütmüştü biliyorum) küçük çarıkla acılar içinde tepinmiştim.
Bizim zamanımızda 23 Nisan'ın ailelerde kriz yaratan tarafı yabancı ülkelerden çocukların misafir edilmesiydi. Çocuklar üç dört gün evde ağırlanır, turistik mekanlar gezdirilir, okulda acayip hava atılırdı. Üçüncü sınıfta Seçil'in ailesi tuttu şubat ayında çocuk isteyenlere adını altın harflerle yazdırdı.
Ve o sene Venezuella'dan bir kız çocuğu Seçillere teşrif buyurdu. Biz kedi, ciğere bakar gibi bakarken Seçil tüm açılışlarda, kokteyllerde boy gösterdi. Bu da yetmedi o yerden bitme Seçil, Venezuellalı kızla Halit Kıvanç'ın sunduğu TRT'den naklen yayınlanan şenliklere katıldı (pisss).
Bize de Halit Kıvanç'la şenlikleri televizyondan iç çekip izlemek düştü. O da yetmedi bayram bitti, Seçil sınıf semalarında görünmedi. Hocalar Seçil'e Unicef Elçisi muamelesi yapıp yok yazmadılar. O zamanlar kektik, kin tutmadık. Seçil ballandırarak yaşadıklarını anlatınca Venezuellalı kızı bağrımıza bastık. Bugün hala güzellik yarışmalarında Venezuella'yı tutarım (Sevgi Kekstra).
Bu bir "Bizim zamanımızda" da çığır açma girişimidir. Annesinin rujunu sürmüş velet gibi hava yapayım derken yüzüme gözüme bulaştırdım.
İtiraf ediyorum; 23 Nisan'la ilgili tek güzel anım Halit Kıvanç'ın sunduğu şenlikler ve gömdüğüm şekerler. Darısı 19 Mayıs'ın başına. Bir yerden intikam alacağım, yoksa kuduracağım.
e-mail: sevgunluk@yahoo.com

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA