Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Rüya gibi bir Hisar gecesi daha..

"Mehtabı da mı ısmarladın Cengiz" dedim, yanımda oturan 2004 yazı Hisar gecelerinin yaratıcısı İstanbul Belediyesi Kültür A.Ş. Genel Müdürü'ne.. "Bu muhteşem dolunayı da mı ısmarladın?.."
Nasıl bir yaz gecesi rüyası yaşıyoruz, Hisar'da Emoş'la.. Emel Sayın!.. Ahmet Özhan'la.. O sırada yıkık minarenin arkasından çıkmaz mı, tepsi gibi ay.. Ayın on dördü..
Alaturka'yı İstanbul'da, hele hele Hisar'da yaşamak başka şey..
Ebru Gündeş "On yıl sonra alaturka söylerim inşallah" deyince isyan etmiştim.. "Biz alaturkayı nerde dinleyeceğiz peki" diye..
Cengiz telefon etti hemen.. "Ağbi 30 Ağustos gecesi Hisar'da ol, o zaman.."
Tüm özel TV'lerin unuttuğu, TRT'nin şöyle bir ucundan tuttuğu alaturka, gazinolar devri de bitince, nerdeyse duyulmaz hale gelmişti..
Nasıl olurdu böyle şey.. Herhangi bir Türk vatandaşının repertuarında, rahatça söyleyeceği yüzlerce evet yüzlerce şarkı varken ve her fırsatta bunları mırıldanırken Alaturka nasıl böyle adeta sistemli unutturulurdu ki?..
Emoş, bir girdi konsere, pir girdi.. "Sana dün bir tepeden baktım Aziz İstanbul!.."
Yani ısmarlasam böyle olur..
Daha dün, Tuzla'dan birlikte dönüyoruz, kardeşim Kemal'le Tuzla'dan.. Sette Özdemir Erdoğan'ın alaturka yorumları var.. Münir Nurettin.. Yahya Kemal..
Konuşuyoruz..
Bu nasıl bir İstanbul aşkıdır, Yahya Kemal'de.. Kaç şiir yazmış İstanbul üzerine.. Kaç ölmez şiir.. Ve de Münir, Büyük Münir, bunları bir de besteleyip, halkın kulağına yaymış..
Bir adam bir kenti bu kadar mı sever?.. Ve ne ilahi tecellidir!.. Tanrı Yahya Kemal ile Münir Nurettin'i ayni dönemde yaratmış.. Biri yazsın, biri bestelesin diye..
Münir'in Yahya Kemal imzalı İstanbul şarkılarının en güzellerinden biridir, işte bu.. Ve de en zorlarından.. Münir Nuret
tin okurken ölürdüm her defasında..
Ne talihliyim, yetiştim.. Ne talihliyim, kendisinden dinle
dim..
Ve şimdi Emoş, mehtaplı bir Hisar gecesinde, arkasındaki dünya güzeli
Boğaz'dan gemiler geçerken "Sana dün bir tepeden baktım Aziz İstanbul" diyor..
Şakıyor.. Bülbül gibi şakıyor..
Harika bir beyaz işli tuvalet.. Ve de bir işve, bir naz.. Emel'i Emel yapan elleri, parmakları.. Nasıl kullanıyor onları..
Emoş nasıl cilveli, nasıl edalı.. Nasıl genç.. Nasıl güzel..
"Bir bahar akşamı rastladım size" derken, ilk rastlamaya gidiyor aklım..
Kaç yıl geçti aradan bilmem.. Akalın Salonu'nda Ankara'da bir düğün.. "Prenses" diye bir minicik kız çıkardılar sahneye.. Esmer.. Müthiş..
"Bu fazla prenses kalmaz" dedim içimden.. "Kraliçe olur yakında.."
Oldu.. Esmer prenses, sarışın kraliçe oldu.. Emel daha ilk görüşümde nasıl çarpmış ki beni, bakın hâlâ Bahçelievler'deki o minik salonun adını dahi unutmamışım..
Bir "Sorma" diyor Emoş.. Tanrım bir şarkı bu kadar mı güzel söylenir iki bin kişilik koro ile.. Nasıl sihirli bir ilişki kuruluyor
Emoş'la binlerin arasında..
Sene 1987.. Roma'dayız.. Dünya
Atletizm Şampiyonası.. Roma, Roma da.. Vatan hasreti fena basar beni, daha ilk günden.. Kaç gün geçmiş aradan..
İstanbul burnumda tütüyor.. İstanbul'daki sevgilim burnumda tütüyor..
Servis otobüsünden efkârlı indim..
Pırıl pırıl bir Akdeniz günü.. Hasret dürttü herhalde.. Mırıldanmaya başladım..
"Suya hasret güllere sana açık ellere Tutuşan gönüllere yağdır mevlam su.." Ve gök delindi.. Allah sizi inandırsın gök delindi.. Pırıl pırıl havada böyle bir yağmur iner mi?.. Caddenin karşısı Basın Merkezi.. 20 metre.. Kapıdan girdiğimde iç çamaşırlarıma kadar sırılsıklamdım..
Emoş da demez mi, "Bu şarkıyı ne zaman söylesem yağmur yağar" diye..
Zaten pireliyiz.. Televizyonlarda duyuru üstüne duyuru.. Sağnak geliyormuş.. Ama Hisar, çimlere kadar dolu.. Biletler karaborsa.. Millet öyle hasret.. Yağmur değil tufan olsa ne yazar..
Emoş şakıyor, bülbül gibi.. Sonra gidiyor..
Ahmet Özhan geliyor o kadife sesi ile..
Ne söylüyor peki.. Emoş Hisar'ın bahçesinden gidince ne söylenirse o..
"Artık bu solan bahçede bülbüllere yer yok.."
Ve arkadan bir "İkinci bahar" geliyor.. Bu ne ölmez şarkıdır tanrım.. Bu ne ölmez şarkıdır..
Alıyor, alaturkanın sonsuz bahçesinde dolaştırıyor bizi.. Sonra tekrar Emoş.. Bu defa İstanbul'un Belediye Başkanı Kadir Topbaş'la nasıl şakalaşıyor.. Nasıl takılıyor.. Seyirci nasıl kahkahalar atıyor..
İnsanlar gece bitmesin istiyorlar.. Doyamıyorlar..
Kalamış.. Ve o günümüzde pek az kişinin cesaret edebildiği gazeli, Emoş'un baş vokalisti Adnan bütün yüreklere söylüyor..
"Ses çıkmıyor artık ne kürekten, ne yürekten.."
Ses çıkmıyor ama coşku bitmiyor.. Herkes ayakta..
Herkes bir şeyler istiyor.. "Öbür konserde" diyor Emoş.. "Öbür konserde.."
Yanımda oturan Cengiz'e bakıyorum..
"Eylül programında iki gece koymam gerek" diyor..
Koy be Cengiz.. Koy be!..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA