Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Her ülkede sorun.. Siz mi sen mi?

Geçenlerde Paris'te tanınmış müzayedeci Drouot'un salonlarında ilginç bir mektup açık artırmaya çıktı, 65 bin Fransız frangına bir Amerikalı'ya satıldı. Fransa tarihinin en ünlü aşkları Napoleon Bonaparte'ın eşi Josephine'e 1796'da yazdığı tutkulu ama sitem dolu bir mektup.. Meğerse, geleceğin imparatoru, Josephine'in evlenmelerinden birkaç hafta sonra kendisine gönderdiği mektubundaki saygılı ama mesafeli hitabından hiç hoşnut kalmamış.
"Bana nasıl siz dersin, nasıl bu kadar soğuk çağırabilirsin beni" diye yakınıyor, 27 yaşndaki Napoleon, general rütbesiyle İtalya'daki Fransız ordusuna katılmaya giderken..
Mektup, nikahın ikinci günü sevgili karısı, 33 yaşndaki dul, Josephine de Beau- harnis'i Paris'te bırakarak yola çıkan Napoleon'un üç hafta içinde yazdığı beşinci mektup. Özlem bir yana kuşku da beynini kemiriyor.
"Seni kollarımın arasında hayal etmediğim bir tek gece yok.. İşim arasında, askerlerimin başnda, kampları dolaşrken kalbimde sadece sevgili Josephine'im var.. Ruhumu saran, düşüncelerimi çalan.."
Ama Josephine'in amacı da bu zaten.. Kıvrandırmak.. "Siz" kelimesiyle onu bir anda uzağa fırlatıp, gözden ırak, gönülden ırak, Paris'te neler olabileceğini çağrıştırmak..
İkinci tekil şahıs "sen"le saygı belirten ikinci çoğul "siz" kullanımı, zaman zaman Fransızca'da da, Türkçe'deki gibi sınıf, meslek, yaş, yanlış anlama ve belirsizliklerden doğan sosyal sorunlara neden oluyor.
Normali, dünyanın her yerinde çiftlerin birbirlerine "sen" diye hitap etmeleri.. Anormal Fransızlar arasında Jean Paul Sartre ve Simone de Beauvair var.. Birbirlerini hep "siz" diye çağırmışlar. Colette kocasına "sen" derken, kocası onu inatla, hep "siz" diye yanıtlamış..
Jacques Chirac ve eşi Bernadette, tüm "büyük" burjuvalar gibi birbirlerine "siz" demekte ısrarlılar. Ama ayni Chirac Tony Blair'e "sen"diyor. Niye acaba? Eski Cumhurbaşkanı François Mitterand, "sen"i sadece yakın dostlarına hitap ederken ya da en azılı rakiplerine hakaret amacıyla kullanırmış.. Bizimkiler gibi... Ekranlarda, açık oturumlarda, davetlerdi"siz'li "biz"li nezaket cümleleri.. sonra Meclis'te, kürsüde "ulan sen..."
Oysa, İngilizce gibi "sen", "siz" farkı olmayan dillerde konuşmak ne kolay.. Hakaret etmek ne zarif..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA