Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Pota HER ŞEY'ini kaybetti

Basket-Altı / Ünal Özüak

Basketbolümüzün
en büyük adamı Osman Ağabey'in bizi yaşlı gözlere gark ederek bırakıp gittiğinden beri günler geçiyor acım dinmiyor. Hele adını Haymana salonuna vererek geçiştirme garabetini duyunca katlanarak artıyor üzüntüm. Onun bizim için önemi pek anlaşılamadı galiba.
Arz edeyim...
Basketbolümüzün tartışmasız HER ŞEY'iydi o zarif, dünya beyefendisi, dev adam. Aktif günlerini (dile kolay 92'ye kadar tam 36 yıl) yaşayanlara bildikleri her şeyi o öğretti. Onlar da bugünkü nesillere... Karşılık beklemeden basketbole ayrılmış, vakfedilmiş koca bir ömür..
68'de Federasyon Başkanımız olmasıyla birlikte neler yaşamadık, neler görmedik ki sayesinde. Evet doğru laf bu... Bugün basketbol varsa onun sayesinde vardır. O gün bu gündür bu devrandan geçenler öğrendiklerini, yaşadıklarını, kazandıklarını ona borçludurlar.
İlk converse ayakkabılarını, cebinden özel getirttirerek, o giydirdi mesela milli takım oyuncularına. Yeni dünya ile Türk basketbolünü o tanıştırdı. Milli takımları görgü ve bilgi artırmak için götürdüğümüz Amerika'dan NBA çemberlerini binbir zorlukla taşıyarak getirip Spor ve Sergi Sarayı'na takışımızı dün gibi hatırlıyorum. Dünya basketbolünde bildiği altı küsur lisanla tam bir otoriteydi. FIBA yetkilisi olarak Belgrad'da Balkan oyunlarını Sırpça konuşma yaparak açınca az daha küçük dilimizi yutuyorduk.
Başkan demeye bin şahit isterdi... Milli takım oyuncularının şefkatli babası, her dertlerine koşan ağabeyleriydi. Formalara mavi boncukları elleriyle dikerdi. Osman Ağabey'in çözemeyeceği hiçbir sorun olamaz diye düşünürdük hep. Ankara'ya gider, sorun neyse halletmiş dönerdi, koltuğunun altında "sütlü nuriye" tatlısıyla, milli takım kampına.
İlklerin adamı nasıl titizdi inanamazsınız... Yurtdışında mahalle takımıyla antrenman maçı yapsanız mutlaka kazanmamızı isterdi. Dönüş yolunda otobüste inceden bir " Tuna nehri akmam diyor. ." tutturur hepimize ulusal gurur enjekte ederdi. Bir halkla ilişkiler dehasıydı.. Elle yazdığı kişiye özel basın bültenlerini tek tek dolaşıp bire bir dağıtırdı basına.
Kimseyle kavgası yoktu.. Düşünün 40 yıl basketbolü yönetecek ve yönlendireceksiniz, pür amatörlükten tam profesyonelliğe yumuşak geçiş yaptıracaksınız ve bir tek düşmanınız olmayacak. Küçücük odasına öfkeyle girenler "sevgi şekerleri" eşliğinde ikna olmuş çıkarlardı her seferinde..
Osman Ağabey sen en büyüktün öyle de kalacaksın gönlümüzde... Yalım Hoca, Rüştü Baba, Aydan, Recep ve Afif ağabeylerin yanına gittin.. Çok eksildik ama merak etme ağabey naneli okaliptuslarını yemeğe yanına gelene kadar mirasın basketbolünü yaşatabildiğimizce güzel yaşatacağız...
Buradayken bizim mekânımızı cennet yapardın orada seninki de öyle olsun..
ozuak@hotmail.com

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA