Ben demedim mi demeye bayılırım... Beşiktaş final oynamaya yakın dedim oldu. Futbolun üç büyükleri final oynarsa basketbol büyür, patlar dedim medya sütunları ve salonlar doldu taştı. Ahmet Kurt askıya aldığı Beşiktaşlılığına döndü. Mailim okuyucu eleştirisi yüzü görmekte. En fazla da Beşiktaşlılara El-Amin için "Avrupa vasatının altında" demem dokunmuş. Yalan mı? Öyle olmasaydı üç otuz paraya Beşiktaş'ta iki yıldır oynayan Amin'i kapışmaz mıydı Avrupa takımları. İşte önünde fırsat ona, takımını şampiyon yapsın... Göstersin hanyayı konyayı.
Efes Pilsen'in şampiyonluk yolunda hakem kararlarıyla sağlanacak avantajlara pek ihtiyacı yok ama son maç da abartılı şekilde çalınan ve çalınmayan kritik düdükler neticeye fazlasıyla yansıdı. Sezonun en iyi maçını oynayan Kaya'nın son 80 saniyede yaptığı açık sıkışmış top ihlaline faul çalınması ve son Kartal hücumunda ki pota altı faullerinin peş peşe görmezden gelinmesi maçı Beşiktaş'tan aldı götürdü. Kartal'ın en kritik maçlarına hep Engin Kennerman'ın hakem atanması yakarması hiç de yabana atılacak gibi değil. Peki bundan sonra ne olur seri?
Bir kere bu akşam Akatlar'da Allah'ın emri Beşiktaş kazanacaktır. Bir dahaki yazı günüme kadar her şey bitmiş olacağı için bekleyip sonra konuşmak gibi bir lüksüm yok. Lafı dolandırmayı da fazla sevmediğim için raconu keseyim... Kâhin değilim maç sayısı söyleyemem ama..
Efes Pilsen... Sadece bank derinliği ve Kaya, Ermal, Prykaçin, Nikoliç, ile ligin en iyi pota altı üstünlüğüne sahip oluşuyla Kartal'dan daha sahaya çıkarken bir kol boyu üstün. Buna Solomon ve Domerkant'ın istikrarlı dış adam performansını eklediniz mi ortaya makina intizamında bir takım çıkıyor. Öyle ki Ender'in dağınık geceleri bile bu saat istikrarın da ki düzeni bozamıyor. Cenk Akyol'da işin yıl sonu bonusu olunca, El-Amin ve Varda, saldım çayıra mevlam kayıra, düeti ile sahne alan Kartal'a seri sonunda finalist olabilmenin onur ve gururuyla yetinmek kalacaktır... Ünal ÖZÜAK ozuak@hotmail.com
