Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

İstanbul.. Kültür.. Erdoğan!..

Sabah'ın en sevdiğim sayfası, Kültür Sanat.. Dolgun.. Gazeteye yakışıyor.. Sevgili Erdal, ne zaman iki sayfaya çıkarır, onu düşünüyorum.. Dün sabah üzücü bir manşeti vardı..
"Gazhane protokole takıldı.." İstanbul'da bizim üniversite yıllarında iki efsane Gazhane vardı. Evlere giden havagazının üretildiği.. Taş kömürü de, koka dönüşür vesika ile satılırdı.. Bugün masal gibi geliyor. Havagazı, havagazı oldu.. Şimdi doğal gaz akıyor borudan..
Asıl efsane İstanbul yakasındaydı.. İnönü Stadı'nın kale arkasında.. Deniz tarafı derdi, radyoda maçı anlatan üstad Muvakkar Ekrem Talu.. Ya da genç Halit Kıvanç. Bir de Gazhane tarafı vardı. Kurayı kazanan, rüzgâra falan bakmaz, Deniz'i seçerdi. Gazhane uğursuz kaleydi..
Kadıköy Gazhanesi daha mütevazıydi. Orta halli bir semte adını vermişti sadece.. Sosyete, Moda'da, Altıyol'da falan otururken, orta sınıf Kadıköylü Gazhane'de yaşardı..
Şimdi, havagazı bitince, İstanbul Gazhanesi yıkıldı. Tribün oldu, stada eklendi. Kadıköy Gazhanesi, koca tarihi bina.. Kültür merkezi yapmaya karar vermişler. 1993'ten beri boş duran binayı, İstanbul Teknik Üniversitesi'nin hazırladığı bir proje ile Kültür Merkezine dönüşecek.. İstanbul 2010 Ajansı benimsemiş. Bütçesini ayırmış. Ve işler orda tıkanmış. Çünkü binanın sahibi İstanbul Büyükşehir Belediyesi hazırlanan protokolü imzalamıyor. Durduruyor.
Niye durduruyor?..
Tepebaşı'nda İstanbul'a simge olacak muhteşem müze binasını niye durdurduysa ondan.. Yani kapris!..
İnan Kıraç, Frank Gehry ile anlaşmıştı. Bir şirin Bask kasabası Bilbao'yu dünya kültür merkezlerinden biri haline getiren Guggenheim Müzesini yapan Mimar Frank Gehry ile..
Gehry "Veda" binasını İstanbul'a yapacaktı. Dünyadaki son Gehry binası, dünya durdukça İstanbul'da duracaktı, düşünebiliyor musunuz?..Yer de belirlendi. Bugünkü çirkinlik anıtı, zevksizlik simgesi Tepebaşı TRT binası.. Binanın iki sahibi vardı. TRT ve Belediye.. İstanbul Ana Kent Belediye Başkanlığı yapmış olan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Frank Gehry imzalı Tepebaşı binasının ne demek olduğunun farkındaydı. "Bitirin" dedi.. Kime?.. Kendi seçtiği ve adeta tayin ettiği İstanbul Belediye Başkanı'na ve gene kendi seçtiği, adeta atadığı TRT Genel Müdürü'ne..
Bitirmediler. Başbakan'ın iki has adamı işi bilerek bitirmediler, engellediler.. İnan Kıraç uğraştı, çırpındı, bıktı, usandı, "Lanet olsun" dedi kenara çekildi. Tepebaşı'nda hâlâ o leş var, artık umut yok.
AKM'yi bilmeyen kalmadı. Ayni hükümetin iki bakanı, 2010'un bağlı olduğu Devlet Bakanı ile AKM'nin patronu Kültür Bakanı bir araya gelemediler. Proje hazır. Kültür'de.. Para hazır, Devlet Bakanı'nda. Ama AKM kapalı duruyor. Umutsuzca kapalı duruyor.
Avrupa Kültür Başkenti İstanbul, operayı sokakta oynuyor, yaz geceleri.. Çünkü orkestra çukurlu salonu yok. Ayıba bakar mısınız?.
İşin Recep Tayyip Erdoğan'da biteceğini, bakanlar dahil herkes söylüyor, ama Başbakan ısrarla ve inatla susuyor.. Görmezden, duymazdan geliyor.
Ayazağa Kültür Merkezi, milyonlarca dolar harcandıktan sonra, güya gelmiş geçmiş en kültür düşkünü (Sevsinler) Başbakan Bülent Ecevit'in kini ve ona yaranmak isteyen zamanın Kültür Bakanı'nın sırt çevirmesi ile yıllar önce yarım kaldı. Yığınla Kültür Bakanı bitirmek için kolları sıvar göründü. Hiçbiri bir şey yapamadı. Son bakan adım atar gibi oldu. O dünya güzeli konser salonundan vazgeçip, merkezi daha ticari hale getirmeyi de kabul etti ki, birileri sahiplenip bitirsin.. İşler iki adım yürüdü. Şimdi tık yok. O da durmuş.. Yani Ayazağa da artık, Recep Tayyip Erdoğan'ın iki dudağının arasında..
Avrupa Kültür Başkenti bin yıllık İstanbul'da dünkü Avrupa kasabalarında bile olan salonlardan eser yok..
AKM ölü.. Tepebaşı ölü.. Ayazağa ölü.. İşte Gazhane de ölü..
Bunlar canlansa, Avrupa'yı geçin, Dünya Kültür Başkenti olur İstanbul ve öyle de kalır, ebediyyen..

Canlandıracak bir tek kişi var.. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisi.. Ama her yerde, her şey için konuşan Başbakan, iş kültür merkezlerine gelince akıl almaz bir umursamazlığa gömülüyor. Başbakanı bugüne dek bir konserde, bir operada, balede gördüğümü hatırlamıyorum. Belli kişisel ilgisi, sempatisi yok..
O zaman da, işte böyle..
Ne diyeyim..
Kader utansın!. İstanbul bu kadere layık değil çünkü..

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA