Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Tecelli'den Abuzittin'e mektuplar

Abuzittincim,
Geçen gün, haberlerde, Diyarbakır'da çökmekte olan 7 katlı binayı izlemişsindir. Binanın sağ tarafı yıkılmış. Öteki tarafı duruyor.. Ben bu mektubu yazarken yetkililer ".. bırakalım da kendi kendine mi çöksün yoksa dışarıdan müdahale mi edilsin" diye tartışıyorlardı. Allahtan kimseye bi şey olmadı. Kolonların çatırtısı duyulunca bina boşaltılmış.
Bundan birkaç yıl önce gene Diyarbakır'da bi bina durup dururken, tümüyle çökmüştü. Gene kolonların çatırtısı duyulduğunda apartman sakinleri kaçışmışlar, fakat 8'inci kattaki terasta top oynayan çocuklar hiç bi şeyin farkında olmadıklarından enkaza karışmışlardı.
Abuzittincim Türkiye'de, dünyanın en büyük 16'ncı ekonomisinde, binalar kendi kendine hep çöker kardeşim. Depreme mepreme gerek yok. Kendi kendilerine çökerler. Konya'daki Zümrüt Apartmanı'nın hali hâlâ gözlerimin önünde. Uzay'ın içine çöküşü gibi, kocaman 10 katlı bina 2 kat haline gelmişti. 10'dan fazla ölü 30'a yakın yaralı...
Radikal gazetesi yayınladığı bi istatistikte, 2007 yılının yalnız şubat ve mart aylarında, İstanbul Zeytinburnu dahil, Türkiye'nin çeşitli yerlerinde 4 apartmanın durup dururken çöktüğünü belirtmişti. Ve ürkütücü bi rakam, bugün İstanbul'da 2295 bina aynı durumda.. Çökmeyi bekliyor!
Şöyle büyüdük böyle büyüdük. Dünya bizi ayakta alkışlıyor lafları bi yana, durum budur kardeşim!
Diyeceksin ki Türkiye'de yalnız binalar mı çöküyor? Haklısın... Ama pazar günü daha da derinlere inip keyfimizi iyice kaçırmayalım.
Neyse... Ufak bi Ege turu yaptım. Kendime göre, siyasi durumu şöyle bi yoklayım dedim. AKP'nin "35 sarışın kadın" projesi dikkatimi çekmişti. Acaba İzmirliler bu konuda ne düşünüyorlardı?... Değil 35, 3005 sarışını toplayıp, hatta aralarına "mor"ları da katıp Ankara'ya yollasalar, AKP lehine bi şeyler değişebileceğini sanmıyorum kardeşim.
Ege kıyılarında yaşam tarzı AKP'ye çok ters.. Bunu anlamak için, partinin ileri gelenlerinden birinin, bi hafta sonu Kordon'da şöyle aşağıdan yukarı tur atması lazım. Tek tur yeter.. Haa bak şu belki etkili olabilir..
Bu tur sırasında hazret, mesela, balıkçı meyhanelerinden birine girip gençlerle kadeh tokuşturabilir. Bardağında illa alkol olması şart değil.. Onları kızmadan dinleyip, dertlerine çözümler getirebilirse, o zaman belki Ege'nin de gönlü alınabilir. Bu da tek seçimlik bi iş değil.. Bayağı zaman alır!
Bodrum'da, Eski Bodrum Şenliği adı altında düzenlenen bi festival vardı. Amacı, Bodrum'un unutulmaya yüz tutmuş değerlerini yeni nesillere taşımak. O gece yat limanındaki meydanda Aegan Dancers adlı bi gurup, Ege'nin iki kıyısından şarkılar, türküler söyledi. Gurup, Rodos Adası'ndan geliyordu ve şimdiye kadar, bu türde, bu kadar güzel müzik yapanlara rastlamamıştım. Parçaların çoğunu Türkçe seslendirdiler. Liderleri, Osman Osmancıkzade Rodoslu Türk'tü ve konser sonunda yaptığı mükemmel darbuka şov, bana Hüseyin İleri'yi hatırlattı. Orada Söğüt Muhtarı Kemal Karaca'ya rastladım: "Ege'nin Dansçılarını, Sonbahardaki Söğüt şenliğine davet ettim, gelecekler." dedi. Hem onları bi kere daha izlemek dinlemek hem de bu yerel şenliği görmek için Söğüt'e gidilir.
Münasip yerlerinden öperim Abuzittincim.
Kardeşin Güneş.
tecelligunes@yahoo.com.tr

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA