İkisini de çok geç izleyebildim. Bir yandan konserler, öte yandan maçlar, sinemayı ertelememe sebep olduğu için.. Ama ikisi de devam ediyor, aksiyon filmi meraklıları için.. Biri 20, 25 yıl önce geçiyor.. Öteki 20, 25 yıl sonra.. İkisini de görün derim öncelikle..

***
Önce Atilla Dorsay yıldız yağdırınca, dikkatimi çekti, gitmeye karar verdim.. Film başladı, yapımcılar arasında Steven Spilberg adını görünce umudum daha da arttı, ama inanın, başından sonuna bu kadar keyifli bir film izleyeceğim aklımdan gene de geçmezdi..
Yani neleri karıştırmışlar.. En başta Rocky.. Küçük, isimsiz Amerikan robotu, dev, dünya şampiyonu Rus robotuna karşı ringe çıkıyor.. Pardon.. Real Steel, Çelik Yumruklar yakın gelecekte geçen bir boks filmi. Ama ringe, insanlar değil insan eliyle yapılmış robotlar çıkıyor.
İkincisi Fight Club (Döğüş Kulübü).. Yasa dışı, ölümüne, her şeyin serbest olduğu boks.. Mafya.. Bahisler..
Üçüncüsü.. The Champ.. Şampiyon.. Eski boksör, anne ortadan kaybolunca oğluna bakabilmek için yeniden ringe döner hani.. John Voigt ve Ricky Schroder oynamıştı, baba oğulu.. Final sahnesinde hüngür şakır ağladığımı hatırlarım.. Ama ne varki iyi karıştırmışlar.. Bilim kurgu aksiyonları, play station oyunları arasına yerleştirilmiş harika bir babaoğul duygusallığı var. Baba Hugh Jackman ve oğul Dakota Goyo da çok ama çok iyi oynayınca, perdeye gelen, tadından yenmez oluyor..
Filmde Ferra Lemkova'yı, yani dev Rus robotunun sahibesini oynayan Olga Fonda, aslında 12 yaşında Amerika'ya göçmüş bir Ukraynalı. Fonda soyadını, ünlü aileye özenip seçmiş olmalı.. Bu filmde baş rollerden birindeyken, hemen yanındaki salonda oynayan, Çılgın, Aptal Aşık'ta adı jeneriğe bile yazılmayan bir figüran.. Olga güzel kız. Perdeye yakışıyor. Oyunu da iyi.. İlerler gibi geldi bana..
***
İkinci film, önemli de.. Günümüz Türkiyesi de bu soruyu tartışıyor, çünkü.. Hem mahkemelerde, hem medyada.. Gizli servislerde, ölümü göze alarak yasa dışı işler yapanlar, kahraman mıdır, hain mi?.
Gidin de, kraliçenin ülkesinde neler olduğunu izleyin, Killer Elite'ta.. (Türkçe adı yok.) Çünkü film, bir eski ajanın anılarından yola çıkılarak çekilmiş. Yani gördükleriniz, gerçek yaşamda olmuş.. Sonra karar verirsiniz..
Jason Statham, Clive Owen ve az ama öz oynayan Robert de Niro'nun filminde nefes kesen bir tempo ve nefes kesen aksiyon da var. Yani Ertekin bile gözünü kırpmadan izledi.. Öylesi..