Baskın Oran, bizim Mekteb-i Mülkiye'dendir.. Dünya hoşsohbeti bir adamdır. Çok severim.. O zamanlar fikirlerimiz çok daha uyuşurdu, şimdi pek çok konuda ayrılıyoruz, ama fikir ayrı, duygu, sevgi ayrı.. O hala benim Sevgili Baskın Hocam..
Melih Aşık (O da Mülkiyelidir.. Mülkiye'nin güzelliği de budur), Baskın'ın Radikal'deki "Nedir azizim Atatürk Milliyetçiliği bilen var mı?. Bundan daha içi boş ikinci kavram duydunuz mu ömrünüzde" diyen yazısına takılmış.. "1981'de Atatürk Milliyetçiliğini öven kitabın, hem de doçentlik tezindi" demiş. Baskın da yanıt vermiş..
"Çok tutan o kitabım beş baskı yapmıştı. 1999'dan beri bastırmıyorum" demiş. "Çünkü aradan geçen 30 yılda, farklı düşünmeyi öğrendim.."
Melih de, iki alıntı yapmış, Baskın Oran / 1981 kitabından..
"...Atatürkçülük denilen olgunun değişmez ve tek önkoşulu, o gün için "çağdaş" neyse, onun alınması(dır)."
(...)
"Görülüyor ki, eğer Atatürkçüysek, Atatürk'ü statik olarak değil, dinamik olarak yorumlamak, bunda da tek ölçüt olarak çağdaş uygarlığın gereği neyse, nesnel olarak saptayıp onu uygulamak zorundayız demektir. Unutmamak gerekir ki temelde, Atatürk dışa karşı çok titiz bir bağımsızlıkçı, içe karşı da çoğulcu batı toplumunun inanmış başlatıcısı olmuştur. Atatürkçülüğün temel noktaları bu ikisidir. Bunu başka türlü anlamak ve anlatmak gene hamasi edebiyatın bir deyimiyle, Atatürk'e ihanettir..."
Şimdi Melih gibi, ben de Baskın'a sormak isterim..
Bu iki ilkenin içi nasıl boş da, 30 yıl sonra fikrinden döndün?.