Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Sakın gitmeyin!..

Bakın şimdiden uyarıyorum.. Davetiyeyi sokakta bulsanız, hatta birisi elinize biletlerle beraber para sıkıştırsa "Git" diye aman ha, gitmeyin "OYUN"a.. Öyle bir oyuna gelirsiniz ki, kabus rüyalarınıza girer!..
Tam 65 yıldır Tiyatro izlerim ben.. 60 yılı en üst düzeyde Ankara Devlet Tiyatrosu olmak üzere.. Hayatımın hiçbir evresinde "Tiyatro" adına böyle bir felaketle karşılaşmadım. Hem de Samuel (Godot'yu Beklerken) Beckett gibi bir muhteşem yazarın oyununu Çin İşkencesine çevirmek, nasıl bir yönetmen mastürbasyonu oluyor, anlamak mümkün değil.
Uygar bir tiyatro izleyicisi olsam, daha yarısında kalkar gider, daha uygar olsam, bittiğinde ayağa kalkıp "Yuh" diye bağırırdım.. Alkış ne kadar uygarlıksa, hak edene "Yuh" da ayni önemde gerekir ki, bir daha bir başkası böyle bir işe kalkışmasın.. Ama bizde hep nezaket önde gelir. Rezillikler bile alkışlanır.
Devlet Konservatuarı okul sahnesinde böyle "Saçma ötesi" denemelere girişebilirsiniz, deneysel olarak.. Öğrenciler oturur, tartışır sonra..
Ama burası milletin artık "İyi bir gece geçireceğim" diye inanarak gittiği Enka salonu..
Artık Enka'ya da önce araştırıp sonra gideceğim. Böyle bir ayıba izin verdikleri için..
Yazım sert mi?. İnanın 24 saat sonra hala geçmeyen öfkemin yarısı değil bu satırlar..
Tiyatro ile alay edenlere ne yazsam az!. "Az bile yazdığımı anlamanız için gidip görmeniz gerek" demem lazım ama, size kıyamam!.
Aslında yapmam gereken bir şey var!.
İstanbul Büyük Şehir Belediye Zabıtasına baş vurmak ve "Bunlar yarattıkları görüntü ve gürültü kirlenmesiyle, vatandaşın göz ve kulak sağlığına zarar veriyorlar. Gidin ceza yazın ve mühürleyin" demek!.
Sinir tahribatı da ayrı!.
İnanın o kadar zararlı!.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA