Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Bu TRT.. Bu medya.. Ve olimpiyat adaylığımız!.

"İbrahim Ahmet Acar eskrimde Dünya Gençler Şampiyonu oldu!."
Bütün gazeteler bu haberi minnacık, tek sütun verdiler.. Ajanstan geldiği gibi.. Haberi sayfasına koyan hiçbir spor müdürü, Eskrim'in "E"sini bilmediği için, eksikliği fark etmedi..
Eskrim'in "Epe, Flöre ve Kılıç" dallarında yapıldığını bilenler "Yahu hangi dalda" diye merak edip, internet karıştırmaya başladılar..
Ben söyleyeyim de öğrenin tüm müdürler..
"Kılıç" dalında..
Kılıç dalında şampiyon oldu İbrahim.. Öğrendiniz mi?.
Peki, bu milletin vergileri ile yaşayan, bir de üstüne üstlük, özel TV'lerle haksız rekabete girişip reklam da toplayan TRT ne yaptı?.
Hiçbir şey!.
Hiç.. Bir.. Şey!..
Oysa İbrahim, birkaç ay önce Avrupa Şampiyonu olmuştu. Dünya Şampiyonluğunun da adayları arasındaydı.
Sırf bu yüzden TRT'nin Dünya Eskrim Şampiyonasını naklen yayınlaması, hadi onu beceremediler, hiç değilse İbrahim'in final maçını, tüm TRT kanallarından alt yazı ile duyurarak "Canlı" vermesi gerekirdi ki, hem de bu doping yüzünden başımızın öne eğik olduğu günlerde, ulusuma moral olsun..
Ama sahtekârlık yaparak, vergileri ile yaşadığı ulusu kandırarak "TRT Spor" diye adını koyduğu "TRT Futbol" Kanalında, hayatında bir kez eskrim izlemiş, bir kez eskrim haberi yapmış tek kişi olmadığı için, yapamadılar tabii, üçüncü küme bilmem ne maçının bile haberini anında yapmayı marifet sanan, aldıkları maaşların her kuruşu haram olasılar!.
Şu anda, Dünya Halter Şampiyonası devam ediyor.. İnanın TRT yayınlıyor mu bilmiyorum.. Verseler, davul zurna ile duyururlardı. Dünya Artistik Patinaj Şampiyonasını, tam televizyonluk bir estetik, güzellik sporunu verme gereği duymadılar ki, hemen her gününde bir Türk'ün madalya aldığı Halter'i yayınlasınlar!.
Bu ülke 2000 yılından beri Olimpiyatlara talip ve ben o oyunlara talip olduğumuz 1993'ten beri bu sütunlarda bağırıyorum..
"Boşuna bu ülkenin liderlerini 'Alacağız, kesin' diye kandırmayın.. Boşuna onları yanınıza alıp, Uluslararası Olimpiyat Komitesi (İOC) toplantılarına taşımayın.
Olimpik Seyircisi olmayan ülkeye Olimpiyat vermezler" diyorum. Ben diyorum, ben dinliyorum. Olimpik Seyirci bu ülkede 1950, 60'lı yıllarda vardı..
Eskrimciler, Nefi Güven'i, Seyyit Mısırlı'yı ve ötekilerini TV yokken, millet gazetelerde çıkan resimlerinden tanırdı. Nefi Güven, Fransız Dünya Şampiyonunu yenip Akdeniz Oyunları Şampiyonu olunca, manşetlerdeydi.
Çünkü o devirde, "Spor Müdürleri" vardı.. Reyting, tiraj uşakları değil.
Türkiye Eskrim Şampiyonalarını manşetten verirdik, biz 30 bin tirajlı Ankara Yeni Gün gazetesinde.. Spor salonu dolardı.. Millet eskrim seyrederdi.
Sadece o mu?.
Nejat Eczacıbaşı liderliğinde İnönü Stadında Binicilik Yarışmaları düzenlendiğinde millet, Eyüp Öncü ve arkadaşlarını, Dünya Şampiyonu Dariola ile yarışırken görmek için, merdivenler dahil stadı doldurmuştu. 30 bin kişi..
Gene İnönü Stadındaki Balkan Atletizm Şampiyonasında, (Sadece Balkan) ayni statta 33 bin seyirci vardı.
Çünkü o zaman, gazeteler "Spor"u manşet yaparlardı.
Kürek, Yüzme, Kule ve Tramplen Atlama yarışmaları nerde yapılıyorsa oralar da dolardı.
Geçiniz.. Her yaz, Olimpik dalların hepsinde Fener- Galatasaray Bayramı yapılırdı.
Biz Ankara'dan gelirdik izlemeye..
Cahit'le Ekrem'in 1500 metresini izlemek isteyenler, Fener Stadında boş yer bırakmazlardı..
Rüya gibi geliyor değil mi size..
Ama Namık Ağabey, Necmi Ağabey ve Doğan Ağabey ile onların yetiştirdikleri piyasadan çekilince spor gazeteciliği rüya oldu.. Sonra spor gazeteciliği..
Varsa yoksa, bir maça iki sayfa ayırmak, ayni maçı otuz kalemden yazmak, yani aslında sırt üstü yatıp maaşları cukkalamak marifet oldu.
TRT, hepsinden acıklısı çıktı. Arman Talay'ın, Çetin Çeki ve Kenan Onuk'un zamanlarında, BasınTepe'deki evimden çıktığımda ön bahçede ilkokul çağındaki küçüklerin, yere çizgi çizip Üç Adım Atlama yarışması yaptıklarına şahit olurdum.. Nerden öğrenmişlerdi?.
TRT'nin canlı yayınlarından tabii..
O zaman TRT, bütün önemli spor olaylarını naklen yayınlardı. Kenan, atletizm ve Buz Pateni yarışmalarını öyle güzel anlatırdı ki, seyirciye, herkes bilerek izler, ertesi gün ofiste,okulda, kafede konuşurlardı, hareketleri adlarıyla söyleyerek..
Ne oldu?.
Reyting ve tiraj adlı sidik yarışı yüzünden tüm Olimpik Sporlar unutuldu.
Şimdi bize Olimpiyat verseler, 100 bin kişilik statta bin kişi olmaz.. TRT'de Olimpik Sporları anlatacak spiker çıkmaz.. Nasıl perişan yayın yaptıklarını Pekin ve Londra'da gördük..
Yazdım da.. Zamanın TRT Genel Müdürü'ne açık mektup yazdım..
35 kişi ile Pekin Tatili yapan TRT'nin "Yerinden" yaptığı naklen yayınların DVD'lerini bir torbaya doldurun. İçlerinden birini seçin. Sonra ayni yayını burdan, ekran başında izleyip anlatan Eurosport'un da kaydını istetin. İkisini arka arkaya izleyin, rezilliği görün" dedim.
Genel Müdür, ertesi gün Spor Servisi'ni topladı ve "Ben gereken cevabı vereceğim" dedi ve verdi..
"Hıncal Uluç adlı yazar, TRT tarafından Pekin'e götürülmediği için bu yalan ve iftira dolu yazıları yazmaktadır.."

***
Bu ülkeye Olimpiyat vermezlerse bunun baş sorumlusu, İOC'nin en önde gelen, en saygın isimlerinden Uğur Erdener olacaktır. Çünkü Oyunlara resmen talip olan Türkiye Milli Olimpiyat Komitesidir ve onun başkanı da Uğur Erdener'dir. Uğur kardeşim benim söylediklerimin ne kadar gerçekçi olduğunu bilecek durumdadır..
Yani Spor Bakanına ve kamu yayın kurumlarına, gerçekleri anlatacak, hataların düzeltilmesini sağlayacak, Türkiye'ye kaybettiği, o 60'lı yılların Olimpiyat Seyircisi'ni geri getirmek için çalışacak kişi aslında odur..
Ama Uğur Erdener, ne yazık ki, işgal ettiği makamlardan mutlu, "Aman ne olur ne olmaz" sessizliği içinde hiçbir işe yaramadığı koltuğunu koruma telaşındadır..
..Ve de bu ülkede yukardan beri yazdıklarımın ne demek olduğunu anlayacak ve destek çıkacak tek spor müdürü yoktur.. Cüneyt, Nuyan Ağabeyler ve Kenan'la birlikte yetiştirdiğimizi sandığımız ve "İşte geleceğin Olimpik Spor Müdürü" diye baktığımız Mehmet Aslan dahil..
İbrahim Acar'ın Dünya Şampiyonluğuna, Sneijder'in göbeği kadar itibar etmeyen Mehmet Aslan'ı da artık tanıyamıyorum!.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA