Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HINCAL'IN YERİ HINCAL ULUÇ

Cüneyt aslında Galatasaray’ı kurtardı. Ötesi eyyam!..

Galatasaray camiası, başta yönetimi, sosyal medya azgınlarını da arkalarına alarak Cüneyt Çakır'ı linç ettiler.. Başkan ve yardımcısı güya hakem hakkında konuşmadılar ama söylemek istediklerini hem de canlı yayında yönetim kurulu üyesi Ural Aküzüm, hem de ne sözcüklerle, ne cümleler kurarak fazlası ile açıkladı..
Galatasaray camiasına kesinlikle katılmıyorum. Cüneyt Çakır Galatasaray'ı katletmedi, tersine kurtardı. Hatta, bu defa Ali Sami Yen'de gelecek tarihi bir hezimetten kurtardı, belki de.
Janssen'in attığı buz gibi golü iptal etmese, Denayer'in o kasap tekmesine sarı değil de, hak ettiği kırmızıyı çıkarabilse Galatasaray daha ilk yarının yarısında 10 kişi kalır ve 1-0 yenik duruma düşerdi.. Sonrasını düşünün. Hele de İgor'un o saçma sapan taktiğini ve sahada gezenleri bile görmediği sözde yönetimini düşünün de..
Galatasaray'ı resmen alenen kurtaran Cüneyt, ötesinde eyyama girişti ve takdir haklarını Fener lehine kullanıp, yanlışı yanlışla düzeltmeye, dengeyi kurmaya çalıştı. Yani en iyi bildiği ve sadece Türkiye maçlarında uyguladığı "Eyyam"a daldı.
Nasıl mı?. Mesela.. Arka arkaya hem de üç sarı kartlık faul yapan Ozan'a bir tekini bile göstermedi, benzerlerine Galatasaray aleyhine anında kart çıkarırken.. Ozan da ilk yarı bitmeden atılmalıydı oysa.. Uzatmaya gerek yok.. Üç gündür herkes Cüneyt'i ve bu pozisyonları tartışıyor zaten..
Ben maç sonucuna etki eden iki tanesi konusunda fikrimi söyleyeceğim..
Belhanda'nın kırmızısı ve Hasan Ali'nin penaltı pozisyonu..
Bu ülkenin 1 numaralı hakem yorumcusu Erman Hocamı aSpor'da dikkatle izledim. İzlemek için de, programı uzatmak için ayni özet görüntüleri kırk defa yayınlayan, araya gereksiz sorular sokarak, konunun herkesin beklediği bu iki pozisyona gelmesini engelleyen sevgili müdürüm Serkan'a selamlar yollayarak gece yarılarına kadar sabrettim.
Şimdi söylüyorum.
Erman hocam "Penaltı var. Kırmızı kart yok" dedi.. Uzun uzun izah ederek.. Hem görüntüleri tekrar tekrar göstererek, hem de ayakta canlandırma yaparak, dediklerini kanıtlama yollarını kullandı.
Tüm bunları izleyerek söylüyorum, fikrimi..
"Penaltı yok.. Kırmızı karta sebep olan ikinci sarı kart var."
Yani Erman Hocamın tam tersi görüşteyim bu iki "Hayati" pozisyonda..
Niye penaltı yok!. Çünkü Hasan Ali yere düşerken, topu engellediği söylenen kolu ve eli, doğal pozisyonda.
Ne yapacaktı Fenerli futbolcu?. Beyin üstü mü düşecekti.. İkincisi.. Pozisyona geniş açıdan bakın. Hasan Ali diyelim kasıtlı kesti topu.. Topun kaydığı yönde Galatasaraylı değil, hemen orda ikinci Fenerli var. Kendi arkadaşına giden topu mu kasten kesti, milli bekimiz yani?.
Erman Hocanın topu koltuğunun altına sıkıştırıp stüdyoda dolaşmasına gelince..
Ekranda öyle görünüyor gerçekten. Top Hasan Ali'nin koltuk altına sıkışmış gibi.. Ama saha kenarında duran kameradan yapılan çekim, üç boyutlu olayı, iki boyutluya dönüştürürken, görüntüleri üst üste bindirir. Aralarında değil milimler, on parmak mesafe olan cisimleri birbirine yapıştırır. Göz de ayni yanılgı içinde olabilir. Bu yüzden Cüneyt iyi görmek, emin olmak için çırpındı. Görünüyor zaten. Kendi emin olamayınca Tarık Ongun'a baktı. Ondan da işaret almayınca doğru kararı verdi.. "Devam!."
Belhanda'ya gelince.. Sahadaki soyunuk seyirci olduğunu bir tek İgor'un görmediği ukala adam, Galatasaray'ın kazanmak için sadece sakin olmasının yeteceği bir maçta, Fener'e hizmet için oyunu gerenlerin başında geliyordu. İlk yarı hem de nasıl kartlık faul yaptığını bile bile, hakemi satmak için tribün gösterisi yapınca o aptal ilk sarı kartı gördü. Sonra dikkatli olması gerekir değil mi?. Hayır.. İkinciyi görmek için elinden geleni yaptı ve sonunda başardı.
Bak şimdi Erman Hocam,
Kaleci önde, Belhanda arkada topa doğru koşuyorlar.. Tamam!.. Orda temas var. İkisi de düşüyor, tamam!. Temas olunca düşme doğal olur. Yani o doğal düşmeye, hakemi aldatmaktan sarı kart verilmez.. O da tamam..
Ama eğer "Temas" futbolun içinde olan bir ikili mücadele teması ise. Faullü temas da olabilir. O da oyunun içinde. Düdük.. Faul.. Bitti.
Ama kaçırdığın bir şey var Hocam.. Senin gibi bir "Büyük" hakemin kaçırmaması gereken bir şey hem de..
Belhanda geriden koşarken, sol bacağını Komeni'nin arkasına doğru atıyor. Bilerek.. Kasten.. Top o yana değil, sağına gidiyor, gördüğü halde sola atıyor o adımını ve sol bacağını kaldırıp, Kameni'nin arkasına atıyor ve sağ ayağını, kalecinin önde olan bacağına takıyor..
Yani hakeme "Bak bana çelme takıyor" yutturmacısı yapıyor ve kendini ayağını kendi takarak yere atıyor. Bu ülkede onlarcasını gördüğümüz "Penaltı alma" hareketidir bu.. Erman Hocam çok iyi bilir. Çoğunda da yutturulmuştur hakeme.. Hadi isim vermeyeyim ama Erman Hocam çok iyi bilir. Kendi ayağını önünde olana, yerde yatan kaleciye takarak penaltı almanın ustaları vardır, ülkemde..
Cüneyt, işte bu açık, net yutturma hareketini gördü ve çok haklı olarak "sarı"yı çıkardı. Aptalca ilk sarı ile birleşince bu "Tilki çelmesi(!)" de, "Kırmızı oldu, renk.
Hepsi bu!.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA