Arnavutluk maçı yine gösterdi ki kolektif yapımız yetersiz. Bu önemli saha içi rahatsızlığı belimizi büküyor. Stresli çıktığımız kritik maçta ilk 5 dakikada 2 gol ile bulmamıza rağmen Arnavutluk seviyesinde bir takım dahi topa fazla sahip olup oyuna istediği gibi hükmetti.
Futbolumuzun belli bir ekolü olmadığı için yetenekli isimlerimizin dahi kolektif anlayışları yetersiz. Bu eksikliği en aza indirebilmek için sürekli birarada oynamaları gerekiyor ama biz tam tersini yapıyoruz. Kadro istikrarı sağlayamıyoruz. Son maçtaki defans bloğu ilk defa birlikte oynadı. Dörtlü savunmanın ortasındaki ikili çok önemli. İbrahim Toraman ile Tolga birbirlerini tanımıyorlar. Ayrıca çizgi defans anlayışına uygun yapıları yok. İkisinin de geriden oyunu başlatma özellikleri çok sınırlı. Ümit Özat 30 yaşından sonra bek oldu, Serkan da bu sene bu göreve soyundu.
Ön liberoda Koray da daha önce sadece iki özel maçta A Milli oldu. Ne orta sahadaki ne forvetteki arkadaşlarını tanıyor. Necati Galatasaray'daki sisteme ve arkadaşlarına alışıp performans yükseltti. Ama milli maçta sonradan giren
Ayhan hariç herkese yabancıydı. En önemlisi de kendisine aksiyon yapması için elverişli ortamlar hazırlayan Hakan Şükür yoktu. Fatih ile bir diyalog kurmaları için en az 10 defa birlikte oynamaları gerekir. Bunlar yüzünden takım oyunu sergilememiz mümkün olmuyor. Emre ve Yıldıray gibi yaratıcı orta saha oyuncularımız da mecburen bireysel hareketlere ağırlık veriyorlar.
Almanya ekolünden Yıldıray ve Hamit Altıntop da Milli Takım'da sıkıntı yaşıyorlar. Yıldıray yüksek tekniği ve milli formayı çok giymesinden dolayı sıkıntılarını en aza indiriyor. Ama Hamit Altıntop aynı şansa sahip değil. Çünkü Milli Takım'da çok az oynadığı gibi yetenekleri de belli bir ölçüye kadar. Oysa Schalke 04'te makine gibi işleyen düzende ciddi katkılar sağlıyor.
Arnavutluk maçında rakibimize oyunumuzu kabul ettirecek bir kurgumuz yoktu. Genelde baskı altında kalmamıza rağmen az pozisyon verdik. Bunun da sebebi iki farklı skor avantajıyla risk almayıp geride alan daraltmamız idi. Böyle olunca İbrahim Toraman ile Tolga rahatladılar. Tolga Tare'yı iyi bozdu. Muhtemel defans hatalarımız yerleşmiş savunmayla en aza indi. Ya uzun süre öne geçemeyip risk alsaydık, defans bloğumuz öne çıkıp geride genişlik bıraksaydı neler yaşanırdı? Bence üç puan mucize olurdu.
Bugünkü şartlarda istikrarlı bir grafik çizmemiz çok zor. Rakip kim olursa olsun galibiyet garantimiz yok. Dünya Kupası'na katılabilmemiz için kalan her maçımızı final olarak değerlendirmemiz lazım. İyi motivasyon, oyun disiplini ve akılcı taktik planlar şart.
Yarın gece Gürcistan deplasmanında sınav vereceğiz. Evimizde iki puan kaybetmiştik. Şimdi mutlak kazanmak mecburiyetindeyiz. Bunun için de ne yapıp yapıp işi bitirmeliyiz. Galibiyetin anahtarları oyun disiplini ve savaşmaktır. Üç puanı alıp iki ay sonraki Yunanistan maçına perşembeden itibaren kilitlenmeliyiz.
