Beşiktaş maça, oyunu karşı alana yıkarak başladı. Ancak tempo düşük, saha içi organizayonu çok yetersizdi. İki ön libero İbrahim Toraman ve Fink oyunu yönlendiremiyorlar, basit top kayıpları yapıyorlardı. Bobo pek fazla görünmüyordu. Tello kopuk kopuk hücuma katkı sağlamaya çalışıyordu. Ama takımın pas trafiği yeterli olmadığından Tello verkaça gireceği veya zamanlamalı paslarla kaçıracağı Bobo ve Holosko'ya çok uzak kalıyordu. Bu görüntüde bütün iş İbrahim Üzülmez-Ekrem ikilisinin sol kanat bindirmelerine kalıyordu.
Maça ürkek başlayan Denizlispor ilk 20 dakikadan sonra cesaretlendi, tehlikeli bazı ataklar da yaptı. Ama devre sonlarında bir kornerde rakip savunmanın hatasıyla, o dakikaya kadar Beşiktaş adına hiç varlık gösteremeyen Holosko, ite kaka bir gol attı.
Beşiktaş ikinci yarıya skor avantajıyla daha rahat başladı. Denizlispor ise moralini ve oyun disiplinini kaybetmiş görünüyordu. Ancak Beşiktaş bu ortamda işi garantiye alacak ikinci gol için sadece tek bir pozisyon buldu.
Son 15 dakikada Denizlispor şuursuzca yüklendi. Sağlam defans bloğu ve İbrahim Toraman'ın savunmaya başarılı desteği, Beşiktaş'ın tehlike yaşamasını engelledi.

KUTLU'NUN MALZEMESİ BU
Sonuçta iyi futbol sergilenmese de önemli bir üç puan kazanıldı. Bu üç puanda en önemli etken, Beşiktaş'ın savunma güvencesiydi. Mustafa Denizli'nin analiz etmesi gereken konu, bu kadar güzel bir zeminde zayıf bir rakibe karşı neden Beşiktaş oyunun kontrolünü elinde tutamıyor ve hücum zenginliği sergileyemiyor...
Hakan Kutlu'nun ise elindeki malzeme bu kadar. Ne kadar hava vermeye çalışsa da futbol, iyi futbolcularla iyi oynanıyor. Yalnız anlayamadığım bir konu var; Hakan Kutlu sezon başından beri çok kötü oynayan, dün de 90 dakika hiçbir şey yapmayan Roberts'e nasıl bu kadar tahammül gösterebiliyor?
Öte yandan hakem Abdullah Yılmaz da son derece sakin, kendine güvenli ve başarılı bir yönetim sergiledi.