Türkiye'nin en iyi haber sitesi
SÜLEYMAN YAŞAR

Küresel düşük faiz Türkiye'yi nasıl etkiliyor?

Yunanistan'ın Euro bölgesinden çıkacağı endişesi, zengin ülkelerde zaten düşük olan faiz hadlerini daha da düşürüyor. Çünkü yatırımcılar endişelenince, zengin ülkelere yatırım yapmaktan vazgeçiyor. Dolayısıyla satılamayan para nedeniyle faizler geriliyor. Hatta öyle bir noktaya geliniyor ki, faizler ne kadar düşerse düşsün artık yatırımlar çoğalmıyor. İşte bu duruma iktisat yazınında "likidite tuzağı" deniyor.
Zengin ülkelerden Japonya böyle bir olayı 1990'ların başında yaşadı. Ve hâlâ Japonya'da faizler düşük düzeyde seyrediyor. Şimdi Avrupa ve ABD gibi zengin ülkelerde de Japonyalaşma korkusu yaşanıyor.
Aslında bu yaşananlar, bir krizden çok bir trend değişikliği olarak değerlendirilebilir. Çünkü zengin ülkelerin dünya üretimindeki payı geriliyor, gelişmekte olan ülkelerin payı ise artıyor.
On yıl önce gelişmekte olan ülkelerin payı, toplam dünya üretiminin üçte biriydi. Şimdi bu oran yüzde 50'ye vardı. Bu yıl dünya üretiminin yarısından fazlasını Çin, Hindistan, Rusya, Brezilya, Türkiye, G. Kore, Meksika, Malezya gibi gelişmekte olan ülkeler üretiyor.
Bu hatırlatmayı şunun için yaptık. IMF düşük faiz hadleri ve yüksek petrol fiyatlarını analiz eden yeni bir çalışma yaptı.
Bu çalışmaya göre, 1970'li yıllardaki petrol fiyat şoklarının yarattığı etki, günümüzde pek öyle eskisi gibi yaşanmıyor. Çünkü Afrika ve Latin Amerika'daki pek çok fakir ülke, son on yılda yeni petrol üreticisi ülkeler oldular. Dolayısıyla petrol fiyatlarının artışı, geçmişin bu fakir ülkelerini, petrolün sebep olduğu gıda fiyatlarındaki artış nedeniyle artık çok olumsuz etkilemiyor. Çünkü yeni petrol üreticisi olarak onlar, kazandıkları paraları, sosyal harcamalara ve refah artışına kullanıyorlar. Böylece daha çok ithalat yapıyorlar.
Bu gelişme, dünya ekonomisinin büyümesini destekliyor. Ayrıca son dönemde yaşanan zengin ülkelerdeki likidite tuzağı, petrol zengini eski ve yeni ülkelerin ithalatını ve gelişmekte olan ülkelerdeki yatırımlarını çoğaltıyor.
Peki zengin ülkelerdeki likidite tuzağı, Türkiye'yi nasıl etkiliyor?
Zengin ülkelerde faizlerin düşük olmasına rağmen kâr beklentisinin azalması, Türkiye ve diğer gelişmekte olan ülkelerin ihracatını artırdığı gibi, gelen doğrudan yabancı sermaye girişini de çoğaltıyor.
Bu yılın ilk üç ayında Türkiye'ye doğrudan sermaye girişinde yaşanan artışın nedeni de bu gelişmelere bağlanabilir. Çünkü bütün olumsuz beklentilere ve faiz lobisinin kara propagandasına rağmen, bu yılın ilk üç ayında net doğrudan yabancı sermaye girişi, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 8.1 artarak 4.5 milyar dolara ulaştı. Tabii Türkiye'deki mali disiplin ve siyasi istikrar da yabancı sermayeyi çeken olumlu bir iç değişken oluyor ama bu dış etkenin de payı yadsınamaz.
Peki bundan sonra ne olacak? Bazı ekonomistler, zengin ülkelerde faizlerin 2016'ya kadar düşük kalacağını ileri sürüyor. Eğer olaylar bu şekilde gelişirse, mali disiplinden sapmadığı takdirde Türkiye ekonomisi beklenenden çok daha fazla doğrudan yabancı sermaye girişi sağlayabilir ve ihracat yapabilir.
Niye? Çünkü yüksek petrol fiyatları nedeniyle oluşan fonların eskisi gibi zengin ülkelere yönelmesi azalacak. Petrol üreticisi ülkeler, hem bu düşük faiz şartlarında, halklarının sosyal refah seviyesini artırmak için daha çok ithalat yapacak, hem de fazla fonlarını yatırmak için Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelere yönelecek.
Anlayacağınız, yapay riskler yaratıp Türkiye'de faizleri yükseltmeye çalışan lobiye IMF'nin son analizinden de iyi bir haber yok.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA