Merkez Bankası dün enflasyon raporunu açıkladı.
Buna göre 2013 sonu enflasyon hedefi, işlenmemiş gıda fiyatları, petrol ve döviz kurundaki yükselme nedeniyle 0.9 puan artırılarak yüzde 6.2'ye çıkartıldı.
Ve Merkez Bankası Başkanı dün bir soruyu cevaplarken "Türk lirasının aşırı değerinden yüzde 5 uzaklaştığını" söyledi. Yine Başkan, para politikası aracı olan faizleri kullanarak döviz kurunun aşırı sapmalardan kurtarılabileceğini belirtti.
Böylece Merkez'in, özellikle kurlarda rekabet sağlayacak emek verimliliğine dayalı kur ya da reel kur seviyesini hedef kur olarak dikkate aldığını belirtebiliriz.
Gelelim Başkan'ın dün açıkladığı önemli bir konuya... Dün Başkan, Merkez'in politika faizlerini diğer merkez bankaları politika faizlerini artırmadan değiştirmeyeceğini söyledi.
Böylece Merkez'in ABD ve Avrupa Merkez Bankalarının faiz politikasına göre bir tasarım oluşturduğu ve uzunca bir süre politika faizini artırmayacağı ortaya çıktı. Peki bu konu niye önemli? Önemli çünkü daha önceleri diğer merkez bankaları negatif reel faiz düzeyindeyken bizim merkez ısrarla pozitif reel faizde durmayı iş edinmişti.
Ve bu nedenle olması gerekenden oldukça yüksek seyreden piyasa faizleri, aşırı sıcak para girişini çoğaltarak, Türk parasını aşırı değerlendirip, ihracatta rekabet gücünün kaybedilmesine neden oluyor ve kaynak dağılımı bozuluyordu. Oysa dün yapılan bu açıklama artık döviz kurlarının rekabete yönelik olabileceğini bize gösteriyor. Dolayısıyla Gezi'den kriz çıkartmak isteyenlere birinci kötü haber olarak dün yapılan bu açıklamalar verilebilir. Çünkü hem enflasyon hedefinin yükseltilmesi hem de reel kur seviyesinin hedef alındığının sinyalinin verilmesi iç ve dış şoklarda kur oynaklığını azaltacak bir gelişme olarak değerlendirilebilir. Gelelim Gezi'den kriz çıkartma planı yapanlara verilecek ikinci kötü habere...
Temmuzda tüketici güven endeksi hazirana göre yüzde 2.9 artarak 78.5'e yükseldi. Bu arada geçen yılın aynı döneminde 77 olan seviyeye göre de endeksin yüksek olduğunu belirtelim.
Yine genel ekonomik durum beklentisinin haziranda 102.0 endeks düzeyindeyken, temmuzda 105.1'e yükselmesi ekonomide olumlu bir gelişme olarak algılanabilir. Peki tüketici güven endeksi ekonomide niçin önemlidir?
Önemlidir, çünkü yükseliyorsa tüketicinin ekonomiye güvendiğini ve olumlu beklentisi olduğunu bize gösteriyor.
Böylece beklentilerin kriz yönünde olmadığını ortaya çıkarır bu endeks.
Gezinin ardından ekonomik kriz çıkartmak isteyenlere bir üçüncü kötü haber ise kapasite kullanım oranından geliyor...
Haziranda 75.3 olan imalat sanayi kapasite kullanım oranı temmuzda 75.5'e yükseldi.
Böylece bu gösterge, imalat sanayisinin olumlu geliştiğini bize gösteriyor.
Anlayacağınız, Gezi'den ekonomik kriz çıkartmak için 3 Haziran 2013'te borsada çöküş yaratanlar amacına ulaşamadı.
Çünkü yaptıkları çöküşe rağmen ekonomik veriler iyi geldi.
